İngilizce İzin İsteme İfadeleri
Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu yazımızda İngilizce izin isteme, talepte bulunma ifadeleri için kullanılacak kalıplar anlatılacaktır.
İngilizce İzin İsteme
İngilizcedeki you şahıs zamirinin resmi veya gayriresmi anlamlarda kullanılabilmesinden ötürü aşağıdaki tabloda gösterilen ifadeler hem resmi hem de resmi olmayan durumlarda kullanılabilmektedir.
Ayrıca benzer anlamlara sahip oldukları için birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir.
Is it OK if… ? … olur mu? |
Is it okay if I leave work early today? Bugün işten erken çıksam sorun olur mu? |
Do you mind if… ? … sakıncası var mı? |
Do you mind if I leave work early today? Bugün işten erken çıkmamın sakıncası var mı? |
İzin ifadelerinde pekala kip belirteçleri de kullanılabilmektedir. Özellikle can, could ve may izin isteme ifadelerinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Bilindiği üzere, benzer manalara gelseler de “can” kip belirteci, could” ve “may” kip belirteçlerinden daha az resmi durumlarda kullanılır. Resmiyetin, saygının ön planda olduğu ortamlarda could ve may kullanılmadılır.
Kip belirteçleriyle kurulan izin ifadelerini daha da kibarlaştırmak için please (lütfen) kelimesi eklenir.
Can I… ? …-e/a bilir miyim? |
Can I use your pen? Kalemini kullanabilir miyim? |
Could I… ? …-e/a bilir miyim? |
Could I ask you something? Sana bir şey sorabilir miyim? |
May I… ? …-e/a bilir miyim? |
May I have another coffee, please? Bir kahve daha alabilir miyim lütfen? |
İngilizce İzin ifadelerine verilen cevaplar
Şimdi de yukarıdaki ifadelerle sağlanan izin isteme sorularına verilebilecek muhtemel cevapları derleyelim;
Sure Elbette – Tabii – Tabii ki |
Sure, no problem! Tabii, sorun değil! |
Go ahead Buyur – Buyurun |
Go ahead! I don’t mind. Buyurun! Sakıncası yok. |
Of course Elbette – Tabii – Tabii ki |
Of course, you can go early. Elbette erken gidebilirsiniz. |
Sorry, … Üzgünüm, … |
Sorry, John, I can’t talk right now. Üzgünüm John, şu anda konuşamam. |
No problem. Sorun değil. |
No problem, we’ll talk later. Sorun değil, sonra konuşuruz. |
It’s okay. Sorun değil. |
It’s okay, we’ll talk later. Sorun değil, sonra konuşuruz. |