Blog

Live – Life – Lives – Alive – Living Kelimeleri

İngilizcede aynı yazıma sahip fakat farklı anlamlar taşıyan veya farklı telaffuza sahip kelimeler bulunmaktadır. Bu yazımızda, bunlardan biri olan live kelimesinin yanı sıra “life”, “lives”, “alive” ve “living” gibi kelimelerin ne anlama geldiğini, nasıl telaffuz edildiğini ve nasıl kullanıldığını paylaşacağım.

Livev: “live” kelimesi, fiil (verb) olarak kullanıldığında /lɪv/ (liv) şeklinde telaffuz edilip “yaşamak” anlamına gelir ve genellikle “bir yerde yaşamak” ya da “bir şeyi deneyimlemek” anlamına gelir. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz:

🇺🇸 I live in a small town near the coast
🇹🇷 Ben sahile yakın küçük bir kasabada yaşıyorum.
🇺🇸 They live in a beautiful house in the countryside
🇹🇷 Onlar, kırsalda güzel bir evde yaşıyorlar.

Livea: “live” kelimesi, sıfat ya da zarf olarak kullanıldığında /laɪv/ (layv) şeklinde telaffuz edilir. Yayın, canlı yayın gibi anlamlara gelen bu kelime, gerçek zamanlı bir olayı, genellikle bir performansı, etkinliği veya yayını anlatır. Örneğin:

🇺🇸 The concert will be broadcast live on television
🇹🇷 Konser canlı olarak televizyonda yayınlanacak.
🇺🇸 We’re going live in five minutes.
🇹🇷 Beş dakika içinde canlı yayına geçiyoruz.

Lifen: “life” kelimesi, isim (noun) olarak kullanılır ve hayat, yaşam gibi anlamlara gelir. Bu kelime, /laɪf/ (layf) şeklinde telaffuz edilir. Örneğin:

🇺🇸 She’s dedicated her life to helping others
🇹🇷 Hayatını başkalarına yardım etmeye adamış.
🇺🇸 Life is too short to be unhappy
🇹🇷 Hayat, mutsuz olmak için çok kısa.

Livesn: “lives” kelimesi, aslında life kelimesinin çoğuludur. Bu kelime, /laɪvz/ (layvs) şeklinde telaffuz edilir. Örneğin:

🇺🇸 The decision affected the lives of thousands of people.
🇹🇷 Karar binlerce insanın hayatını etkiledi.
🇺🇸 Many lives were lost in the disaster.
🇹🇷 Felakette birçok hayat kaybedildi.

Alivea: “alive” kelimesi genellikle bir sıfat olarak kullanılıp hayatta, canlı gibi anlamlara gelir ve bir şeyin ya da birisinin hala hayatta olmasını anlatır. Bu kelime, /əˈlaɪv/ (elayv) şeklinde telaffuz edilir. Örneğin:

🇺🇸 I’m so grateful to be alive after the accident.
🇹🇷 Kazadan sonra hayatta olduğum için çok minnettarım.
🇺🇸 The hope is still alive that we’ll find them.
🇹🇷 Onları bulacağımıza dair umut hala yaşıyor.

Livinga: “living” kelimesi genellikle bir sıfat olarak kullanılıp yaşayan, yaşamakta olan gibi anlamlara gelir ve birinin ya da bir şeyin hala var ve aktif olduğunu anlatır. Bu kelime, /ˈlɪvɪŋ/ (livin) şeklinde telaffuz edilir. Örneğin:

🇺🇸 She is the living proof that you can overcome any obstacle.
🇹🇷 Herhangi bir engeli aşabileceğinizi gösteren canlı bir kanıt.
🇺🇸 He is one of the living legends of jazz music.
🇹🇷 O, caz müziğinin yaşayan efsanelerinden biri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

😔 Reklam Engelleyicisi 😔

Sitenin varlığını sürdürebilmesi adına, Reklam engelleyicinizi kapatmanızı rica ediyoruz. Mahcubuz ama desteğiniz çok önemli 🙏