İngilizcede Gelecek Zaman (Simple Future Tense)

İngilizcede gelecek zaman henüz gerçekleşmemiş şeylerden bahsetmek için kullanılan bir fiil kipidir. Tıpkı Türkçedeki gibi şu andan ileride bir zamanda (gelecekte) meydana gelecek olayları anlatır.
İngilizcede Gelecek Zaman
Türkçede büyük ünlü uyumuna uyacak şekilde fiillere getirilen -ecek, -acak ekleriyle sağlanan anlam İngilizcede will ve be going to yapılarıyla sağlanmaktadır.
İngilizcede Will Kullanımı
Aşağıdaki tabloda şahıs zamirlerine göre kullanımları derlenmiştir:
➕ Olumlu cümleler
I/you/we/they/he/she/it + will V1
I/you/we/they/he/she/it + ‘ll V1
➖ Olumsuz cümleler
I/you/we/they/he/she/it + will not V1
I/you/we/they/he/she/it + won’t V1
❓ Soru cümleleri
Will + I/you/we/they/he/she/it + V1?
Won’t + I/you/we/they/he/she/it + V1?
➕ Olumlu kısa cevaplar
Yes, I/you/we/they/he/she/it + willYes, I/you/we/they/he/she/it + ‘ll
➖ Olumsuz kısa cevaplar
No, I/you/we/they/he/she/it + will not
No, I/you/we/they/he/she/it + won’t
Will kullanımı
⭐ Konuşma esnasında bahsi geçen eylemlerin ani karar, teklif veya söz verme şeklinde verildiği durumlarda kullanılır:
🇺🇸 I will have the pizza and fries combo, please.
🇹🇷 Pizza ve patates kızartması alayım lütfen.
🇺🇸 Ok, I will help you.
🇹🇷 Tamam sana yardım edeceğim.
🇺🇸 I’m very hungry. I will make a sandwiches.
🇹🇷 Ben çok açım. Sandviç yapacağım.
⭐ Varsayım, beklenti, umut veya kişisel bilgi veya tecrübeye dayalı tahminlerde kullanılır:
🇺🇸 You should watch Interstellar. I’m sure you’ll love it.
🇹🇷 Interstellar’ı izlemelisin. Eminim seveceksin.
🇺🇸 I think Italy will win the 2020 Euro Cup.
🇹🇷 2020 Euro Cup’ı İtalya’nın kazanacağını düşünüyorum.
⭐ Resmi ifadelerde programlanmış eylemleri ifade etmede kullanılır:
🇺🇸 The summit will start four days later.
🇹🇷 Zirve dört gün sonra başlayacak.
🇺🇸 Her engagement will take place at Dubai Miracle Garden in July.
🇹🇷 Nişanı Temmuz ayında Dubai Miracle Garden’da gerçekleşecek.
İngilizcede be going to Kullanımı
Aşağıdaki tabloda benzer şekilde şahıs zamirlerine göre kullanımları derlenmiştir:
➕ Olumlu cümleler
I am going to + Ving
I’m going to + Ving
He/she/it is going to + Ving
He/she/it’s going to + Ving
We/you/they are going to + Ving
We/you/they’re going to + Ving
➖ Olumsuz cümleler
I am not going to + Ving
I’m not going to + Ving
He/she/it is not going to + Ving
He/she/it’s not going to + Ving
He/she/it isn’t going to + Ving
We/you/they are not going to + Ving
We/you/they’re not going to + Ving
We/you/they aren’t going to + Ving
❓ Soru cümleleri
Am I going to + Ving?
Aren’t I going to + Ving?
Is he/she/it going to + Ving?
Isn’t he/she/it going to + Ving?
Are we/you/they going to + Ving?
Aren’t we/you/they going to + Ving?
➕ Olumlu kısa cevaplar
Yes, I am.Yes, I’m.Yes, he/she/it is.Yes, he/she/it’s.Yes, we/you/they are.Yes, we/you/they’re.
➖ Olumsuz kısa cevaplar
No, I am not.
No, I’m not.
No, he/she/it is not.
No, he/she/it isn’t.
No, he/she/it’s not.
No, we/you/they are not.
No, we/you/they aren’t.
No, we/you/they’re not.
Be going to kullanımı
⭐ Önceden planlanmış veya niyetlenmiş eylemlerde kullanılır:
🇺🇸 We are going to buy a car.
🇹🇷 Bir araba satın alacağız.
🇺🇸 I am going to pay my debts tomorrow.
🇹🇷 Yarın borçlarımı ödeyeceğim.
🇺🇸 I am going to start exercising regularly.
🇹🇷 Düzenli spor yapmaya başlayacağım.
Önemli bir notu paylaşmamız gerekmekte. Malumunuz İngilizcede şimdiki zaman vasıtasıyla gelecekte planlanmış eylemlerin gelecek anlatımları yapılmakta. Haliyle benzer bir anlatımın (hemen yukarıdaki örneklerde de göreceğiniz üzere) be going to kalıbıyla da anlatılabilmesinden ötürü kafa karışıklığı yaşanmakta.
❗ Şimdiki zaman anlatımlarıyla yapılan gelecek anlatımları net bir tarih ve çok daha güçlü bir kesinlik verir. Alttaki örnekleri incelediğinizde bu durumun farkını net bir şekilde göreceksiniz.
🇺🇸 We’re getting married on April 11th.
🇹🇷 11 Nisan’da evleniyoruz.
🇺🇸 We’re going to get married this year.
🇹🇷 Bu yıl evleneceğiz.
⭐ Gelecekle olacak bir eylem hakkında yapılan tahminlerde kullanılabilir. Bu tahminler kişisel tecrübeden ziyade kanıtlara dayalı bir şekilde yapılır. Bu kanıtlardan kastedilen ise bahsi geçen eylemin gerçekleşme ihtimalinin yükselten verilere dayanarak yapılan tahminlerdir.
🇺🇸 Look at the sky. It’s going to rain soon.
🇹🇷 Gökyüzüne bak. Yakında yağmur yağacak.
🇺🇸 I am going to start exercising regularly.
🇹🇷 Düzenli spor yapmaya başlayacağım.
❗ Genel olarak “go” ve “come” fiilleri going to kalıbı ile pek kullanılmaz. Onun yerine bu fiiller şimdiki zaman olarak kullanılır.
❗ Gündelik konuşmalarda be going to kalıbı gonna (going to = gonna) şeklinde kısaltılarak kullanılmaktadır.
🇺🇸 I am going to listen to music.
🇺🇸 I am gonna listen to music.
🇹🇷 Ben müzik dinleyeceğim.
İngilizcede Gelecek Zaman ile Kullanılan Zaman Zarfları
Aşağıdaki tabloda gelecek zaman ile yaygın bir şekilde kullanılan zaman zarfları derlenmiştir:
tomorrow | yarın |
tomorrow morning | yarın sabah |
tomorrow afternoon | yarın öğlen |
tomorrow evening | yarın akşam |
tomorrow night | yarın gece |
the day after tomorrow | öbür gün, yarından sonraki gün |
from now on | bu günden itibaren |
next week | önümüzdeki (gelecek) hafta |
next weekend | önümüzdeki haftasonu |
next Monday | önümüzdeki pazartesi |
next month | önümüzdeki ay |
next July | önümüzdeki temmuz |
next spring | önümüzdeki bahar |
next year | önümüzdeki yıl |
in 2050 | 2050’de |
in the future | ileride, gelecekte |
in the near future | yakın gelecekte |
soon | yakında, yakın zamanda |
before long | çok geçmeden |
in a few days | birkaç gün içinde |
İngilizcede Gelecek Zaman İfade Eden Yapılar
İngilizce öğrenirken fark edeceğiniz üzere, gelecek anlatımları ille de future tense kullanılarak yapılmamaktadır. Aşağıdaki örneklerde tam da böylesi bir anlatıma odaklanılmıştır.
⭐ Yakın Gelecek
🇺🇸 He will leave tomorrow.
🇹🇷 Yarın ayrılacak.
⭐ Kararlılık
🇺🇸 He is going to leave tomorrow.
🇹🇷 Yarın ayrılacak.
⭐ Planlanmış iş
🇺🇸 He leaves tomorrow.
🇹🇷 Yarın ayrılacak.
⭐ Planlanmış iş
🇺🇸 He is leaving tomorrow.
🇹🇷 Yarın ayrılacak.
⭐ Yapılması beklenilen iş
🇺🇸 He is to leave tomorrow.
🇹🇷 Yarın ayrılacak.
⭐ Yakında yapılacak iş
🇺🇸 He is about to leave.
🇹🇷 Ayrılmak üzere.
⭐ Yakında yapılacak iş
🇺🇸 He is on the point of leaving.
🇹🇷 Ayrılmak üzere.
Will – Be Going to Farkları
İngilizcede “will” ve “be going to” arasındaki farklar genel hatlarıyla aşağıda özetlenmiştir:
- will
- Kişisel görüş veya tecrübeye dair tahminlerde
- Olay anında verilen ani kararlarda
- Yardım ve rica tekliflerinde
- Söz verme, yemin etmelerde
- be going to
- Delile dayalı tahmin yürütmelerinde
- Planlanarak karar verilmiş eylemlerde
- Bir şey olmak üzereyse