İngilizce Zamanlar

İngilizcede Geçmiş Zamanda Devam Etmişlik (Past Perfect Continuous Tense)

Bu dersimizde, İngilizcede geçmişte başlayıp başka bir geçmiş zaman noktasına kadar devam eden eylemlerin sürekliliğini ve etkilerini ifade etmek için kullanılan “past perfect continuous tense” konusuna odaklanacağız. Dersin sonunda, “past perfect continuous tense” adı verilen bu zaman kipinin hangi durumlarda kullanıldığını, fiillerin bu yapıda nasıl bir forma büründüğünü ve bu zaman kipinin tipik olarak hangi zaman zarflarıyla birlikte kullanıldığını anlamış olacaksınız.

“Past Perfect Continuous Tense” Kullanımı

“Past perfect continuous tense”, İngilizcede geçmişte bir noktada başlayıp, başka bir geçmişteki olaya kadar devam eden sürekli eylemleri ifade eden bir zaman dilimidir. Bu zaman kipi, genellikle sürekliliğe ve geçmişteki bir sürecin uzunluğuna odaklanır.

Genel olarak Türkçeye ilgili şahıs zamirine bağlı olarak “yapmaktaydım, yapıyordum” şeklinde çevrilse de öncelik Türkçe anlamından ziyade geçmişte meydana gelmiş iki eylemden önce olanın bir süreç bildirip bildirmemesi dikkate alınmalıdır.

Örnek olarak, birkaç yıl boyunca İspanyolca çalıştığınızı ve sonrasında İspanya’ya taşındığınızı farz edelim. Bu durumda, “I had been learning Spanish for several years before I moved to Spain.” (İspanya’ya taşınmadan önce birkaç yıl boyunca İspanyolca çalışıyordum.) cümlesi, İspanyolca öğrenme sürecinin İspanya’ya taşınmadan önce başladığını ve taşınıncaya kadar süregeldiğini ifade eder.

İngilizcede kullanılan on iki zamandan biri olan bu yapı, had + been + Ving şeklinde kurulur. İlk olarak, “past perfect continuous tense” ile yapılan olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinin ilgili şahıs zamirlerine göre çekimlerini inceleyelim.

“Past Perfect Tense” ile Olumlu Cümleler

“Past perfect continuous tense” kullanılırken, özne tekil veya çoğul, birinci, ikinci ya da üçüncü şahıs fark etmeksizin her zaman “had been” yardımcı fiil yapısını kullanırız. Ardından, cümlenin ana fiilinin “-ing” ekli halini (present participle) ekleriz.

ÖzneHad Fiil
I, you, we, they, he, she, ithad been
‘d been
V1 + ing

🇺🇸 She didn’t want to move. She had been living in İstanbul all her life.
🇹🇷 Taşınmak istemedi. Hayatı boyunca İstanbul’da yaşamıştı.
🇺🇸 She had been working at that company for five years before she got promoted.
🇹🇷 Terfi almadan önce beş yıl boyunca o şirkette çalışıyordu.
🇺🇸 When John died, he and Marry had been married for nearly fifty years.
🇹🇷 John öldüğünde o ve Marry neredeyse elli yıldır evliydi.

“Past Perfect Tense” ile Olumsuz Cümleler

“Past perfect tense” kullanarak olumsuz cümleler oluşturmak için, “had” yardımcı fiilinin arkasına “not” olumsuzunu, onun ardında “been” kelimesini ve onun da ardından ana fiilin fiilinin “-ing” ekli halini (present participle) ekleriz.

ÖzneHad Fiil
I, you, we, they, he, she, ithad not been
hadn’t been
V1 + ing

🇺🇸 I hadn’t been feeling well for several days before I finally went to the doctor
🇹🇷 Doktora gitmeden önce birkaç gündür iyi hissetmiyordum.
🇺🇸 We hadn’t been living in the new house for long before we noticed the problems.
🇹🇷 Sorunları fark edene kadar uzun süredir yeni evde yaşamıyorduk.
🇺🇸 I had not met John before, even though I had met his wife several times.
🇹🇷 Eşiyle birkaç kez tanışmış olmama rağmen John’la daha önce tanışmamıştım.

“Past Perfect Tense” ile Soru Cümleleri

“Past perfect continuous tense” kullanarak soru cümleleri oluşturmak için, cümlenin başında “had” yardımcı fiilini kullanırız ve ardından özneyi, onun ardından “been” kelimesini ve onun da ardından ana fiilinin “-ing” ekli halini (present participle) ekleriz.

HadÖzneFiil
➕ had
➖ had
➖ hadn’t
I, you, we, they, he, she, it been
I, you, we, they, he, she, it been not
I, you, we, they, he, she, it been
V1 + ing

🇺🇸 Had you been waiting for the bus for a long time when it finally arrived?
🇹🇷 Otobüs sonunda geldiğinde uzun süredir bekliyor muydun?
🇺🇸 Had they been working on the project for several months when it was suddenly stopped?
🇹🇷 Proje aniden durdurulduğunda birkaç aydır üzerinde çalışıyorlar mıydı?
🇺🇸 Hadn’t she been studying for the exam since the beginning of the year?
🇹🇷 Sene başından beri sınava çalışmıyor muydu?

Bu tarz sorulara verilen cevaplar “evet” ve “hayır” içerdiği için böylesi sorulara “yes/no questions” denir. İngilizcede “past perfect continuous tense” ile kurulan “yes/no questions” sorularına aşağıdaki gibi cevap verilir:

ÖzneSoru CümlesiEvet Hayır
IHad I been working on the project for a long time before it was cancelled?Yes, I had.No, I hadn’t.
YouHad you been studying English for many years before you moved to the UK?Yes, I had.No, I hadn’t.
He/She/ItHad he/she/it been living here for a long time before the incident happened?Yes, he/she/it had.No, he/she/it hadn’t.
We/TheyHad we/they been preparing for the exam for several months before it took place?Yes, we/they had.No, we/they hadn’t.

“Past Perfect Continuous Tense” Hangi Durumlarda Kullanılır?

⭐ İngilizcede “past perfect continuous tense”, bir eylemin geçmişte başladığını ve başka bir geçmiş noktaya kadar devam ettiğini göstermek için kullanılır. Örneğin: “He was tired because he had been running.” (Koştuğu için yorulmuştu.) Burada, “had been running” yapısı, geçmişte başlayıp söz konusu yorgunluk hissinin yaşandığı ana kadar devam eden koşma eylemini ifade eder.

🇺🇸 He had been studying for hours when he finally took a break.
🇹🇷 Sonunda bir mola verdiğinde, saatlerdir ders çalışmaktaydı.
🇺🇸 They had been traveling for weeks before they reached their destination.
🇹🇷 Varış noktalarına ulaşmadan önce, haftalarca seyahat etmişlerdi.
🇺🇸 She had been working at the company for several years when she decided to quit.
🇹🇷 İşten ayrılmaya karar verdiğinde şirkette birkaç yıldır çalışmış haldeydi.


⭐ Geçmişteki bir eylemin sürekliliğini ve bu eylemin neden olduğu durumu veya etkiyi vurgulamak için kullanılır. Örneğin: “The ground was wet because it had been raining all morning.” (Sabahtan beri yağmur yağdığı için zemin ıslaktı/ıslanmıştı.) Burada, “had been raining” yapısı, sabah boyunca süren yağmurun etkisini vurgular.

🇺🇸 The grass was green because it had been raining frequently.
🇹🇷 Sık sık yağmur yağdığı için çimler yeşillenmişti.
🇺🇸 I knew they were not at home because the lights had been off for hours.
🇹🇷 Işıklar saatlerdir kapalı olduğu için onların evde olmadıklarını biliyordum.
🇺🇸 He was exhausted because he had been working non-stop.
🇹🇷 Durmaksızın çalıştığı için çok yorgun düşmüştü.


⭐ Geçmişteki iki eylem arasındaki süreklilik veya bağlantıyı göstermek için de kullanılır. Örneğin: “When they arrived, she had been waiting for over an hour.” (Onlar geldiğinde, Geldiklerinde bir saatten fazla süredir beklemişti.) Burada, “had been waiting” yapısı, onların varışından önce başlayıp devam eden bekleyiş süresini ifade eder.

🇺🇸 When the concert started, the band had been setting up since morning.
🇹🇷 Konser başladığında grup sabahtan beri hazırlanıyordu.
🇺🇸 When she received the news, she had been waiting for a response for days.
🇹🇷 Haberi aldığında günlerdir bir yanıt beklemekteydi.

“Past Perfect” ile “Past Perfect Continuous” Farkı

“Past perfect tense” ile “past perfect continuous tense” arasındaki fark, geçmişteki iki olaydan birinin süreç olarak meydana gelmesidir. Diyelim ki, bir hafta önce TV’den Formula 1 yarışını izledik ve bu yarışı yeni bir hız rekoru kırarak Lewis Hamilton kazanmış olsun.

İlgili cümleyi nasıl kurardınız? İlk olarak, “past perfect continuous tense” kullanarak kuralım:

🇺🇸 Lewis Hamilton won the race because he had been travelling at 220 km/h.
🇹🇷 Lewis Hamilton 220 km/s hızla gittiği için yarışı kazandı.

Yukarıdaki örneğimizde “past perfect continuous tense” kullanarak aracın belli bir mesafe aynı hızda yol alarak gitmiş olduğu vurgulanmıştır. Peki, aynı cümleyi “past perfect tense” ile yazsak nasıl bir anlam çıkardı?

🇺🇸 Lewis Hamilton won the race because he had travelled at 220 km/h.
🇹🇷 Lewis Hamilton 220 km/s hızla gittiği için yarışı kazandı.

Eğer cümlemizi past perfect tense ile anlatsaydık, ihtimal dahilindedir ki, aracın sadece bir saniyeliğine bu hıza ulaştığı ve sonra da yavaşladığı anlamı çıkardı.

İşte, ikisi arasındaki fark da tam olarak böyle bir şeydir. “Past perfect continuous tense”, bir eylemin sürekliliğine ve devamlılığına vurgu yaparken, “past perfect tense” daha çok tamamlanmış eylemleri ifade eder. Bu nedenle, “past perfect continuous tense” kullanımı, eylemin bir süreç olarak uzun süre devam ettiğini gösterir. Öte yandan, “past perfect tense”, eylemin belirli bir anda gerçekleşip tamamlandığını belirtir, süreklilikten ziyade sonuca odaklanır. Bu küçük fark, cümlenin anlamını önemli ölçüde değiştirebilir ve dinleyiciye ya da okuyucuya farklı bir perspektif sunar. Bu yüzden, her iki zaman kipini doğru kullanmak, anlatılmak istenen hikayenin veya durumun doğru şekilde ifade edilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

“Past Continuous” ile “Past Perfect Continuous” Farkı

İkisiyle de geçmişte süreç bildiren eylemler anlatılsa da “past continuous tense” ile iki farklı geçmiş eyleminin benzer geçmiş zamanlarda olması anlatılır ve kısa olan geçmiş eylem uzun olanı keser.

Buna karşılık “past perfect continuous” ile ikinci bir eylemden veya andan önce, eski olan eylemin devam ettiği belirtilir. Yani sonraki geçmiş eylemin önceki eylemi kesintiye uğratma gibi bir etkisinin olup olmadığı bilinmezdir ve hatta önemsizdir.

Diyelim ki, geçen gece bir film izliyordunuz. Tam o sırada elektrik kesildi. Bu cümleyi nasıl kurardınız? İlk olarak, “past continuous tense” ile kuralım:

🇺🇸 We were watching a movie when the electricity went out.
🇹🇷 Elektrik kesildiğinde film izliyorduk.

Bu cümle, elektrik kesilme anında film izlemenin devam eden bir eylem olduğunu belirtir. Yani, elektrik kesildiği anda ne yapıldığını anlatır. Peki, aynı cümleyi “past perfect continuous tense” ile kursak nasıl bir anlam çıkardı?

🇺🇸 We had been watching the movie for an hour when the electricity went out.
🇹🇷 Elektrik kesildiğinde bir saattir film izliyorduk.

Bu cümle, elektrik kesilmeden önce başlayan ve kesilme anına kadar devam eden bir eylemi vurgular. Yani, elektrik kesilmeden önce “ne kadar süreyle ve nasıl bir süreçle” film izlendiğini belirtir.

Bu iki zaman kipinin temel farkı da budur işte; “past continuous tense” kesintiye uğrayan o anki eylemi ifade ederken, “past perfect continuous tense” daha önce başlayan ve bir süre devam eden eylemi, bu sürecin uzunluğunu ve sürekliliğini vurgular.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

😔 Reklam Engelleyicisi 😔

Sitenin varlığını sürdürebilmesi adına, Reklam engelleyicinizi kapatmanızı rica ediyoruz. Mahcubuz ama desteğiniz çok önemli 🙏