İngilizcede “get used to” Kullanımı
İngilizcede “get used to” kullanımı, tıpkı “be used to” gibi “alışkanlık” ifadelerini anlatır, ancak farklı olarak, alışkanlığın tamamlanmış olmasından ziyade bir süreci, yani “alışma” eylemini ifade eder.
İngilizcede “Get used to”
İngilizcede get used to ile, be used to ile anlatılan “alışkın olma” anlamı yerine “alışmaya çalışıyorum” gibi bir anlam sağlanır. Haliyle bir şeylere alışmaya çalıştığımız durumları anlatmak için biçilmez bir kaftandır.
Özetle İngilizcede “get used to” ifadesi, bir durumun, eylemin ya da şeyin zamanla normal veya tanıdık hale geldiğini belirtmek için kullanılır. Get used to, içinde bulunduğu zamana göre çekimlenir; eğer geniş zaman ise geniş zaman kuralları, geçmiş zaman ise geçmiş zaman vb. diğer zaman kuralları geçerlidir.
⭐ Geniş Zaman (Simple Present): Alışkanlıkları, genel durumları, gerçekleri ve tekrarlanan olayları ifade etmek için kullanılır:
➕ Olumlu Cümle: I get used to waking up early. (Erken uyanmaya alışıyorum.)
➖ Olumsuz Cümle: I don’t get used to waking up early. (Erken uyanmaya alışamıyorum.)
❓ Soru Cümlesi: Do you get used to waking up early? (Erken uyanmaya alışıyor musun?)
⭐ Geçmiş Zaman (Simple Past): Geçmişte tamamlanmış olayları ifade etmek için kullanılır:
➕ Olumlu Cümle: I got used to living alone. (Yalnız yaşamaya alıştım.)
➖ Olumsuz Cümle: I didn’t get used to living alone. (Yalnız yaşamaya alışamadım.)
❓ Soru Cümlesi: Did you get used to living alone? (Yalnız yaşamaya alıştın mı?)
⭐ Gelecek Zaman (Simple Future): Gelecekte gerçekleşecek olayları ifade etmek için kullanılır:
➕ Olumlu Cümle: I will get used to working remotely. (Uzaktan çalışmaya alışacağım.)
➖ Olumsuz Cümle: I will not get used to working remotely. (Uzaktan çalışmaya alışamayacağım. )
❓ Soru Cümlesi: Will you get used to working remotely? (Uzaktan çalışmaya alışacak mısın?)
⭐ Geçmişteki Olayların Şimdiki Etkileri (Present Perfect) – Geçmişte başlayan ve halen devam eden veya geçmişteki bir olayın şimdiki sonucunu ifade etmek için kullanılır:
➕ Olumlu Cümle: I have gotten used to eating spicy food. (Baharatlı yemek yemeye alıştım.)
➖ Olumsuz Cümle: I haven’t gotten used to eating spicy food. (Baharatlı yemek yemeye alışamadım. )
❓ Soru Cümlesi: Have you gotten used to eating spicy food? (Baharatlı yemek yemeye alıştın mı?)
⭐ Gelecekteki Olayların Geçmişteki Etkileri (Future Perfect) – Gelecekte bir zamana kadar tamamlanacak olayları ifade etmek için kullanılır:
➕ Olumlu Cümle: I will have gotten used to the new system by the end of the year. (Yıl sonuna kadar yeni sisteme alışmış olacağım. )
➖ Olumsuz Cümle: I will not have gotten used to the new system by the end of the year. (Yıl sonuna kadar yeni sisteme alışmış olmayacağım.)
❓ Soru Cümlesi: Will you have gotten used to the new system by the end of the year? (Yıl sonuna kadar yeni sisteme alışmış olacak mısın?)
❗ İngilizcede “get used to” ifadesiyle birlikte kip belirteçlerini (modals) de kullanabiliriz. Bakınız:
⭐ Can
🇺🇸 I can get used to this weather.
🇹🇷 Bu havaya alışabilirim.
⭐ Could
🇺🇸 I could get used to this lifestyle.
🇹🇷 Bu yaşam tarzına alışabilirdim.
⭐ May
🇺🇸 I may get used to working late nights.
🇹🇷 Geç saatlere kadar çalışmaya alışabilirim.
⭐ Might
🇺🇸 I might get used to living abroad.
🇹🇷 Yurtdışında yaşamaya alışabilirim.
⭐ Must
🇺🇸 I must get used to waking up early.
🇹🇷 Erken uyanmaya alışmalıyım.
⭐ Should
🇺🇸 I should get used to driving long distances.
🇹🇷 Uzun mesafeleri sürmeye alışmalıyım.
⭐ Will
🇺🇸 I will get used to eating healthier.
🇹🇷 Daha sağlıklı yemek yemeye alışacağım.
⭐ Would
🇺🇸 I would get used to this routine if I practiced more.
🇹🇷 Daha çok pratik yaparsam, bu rutine alışabilirim.
Daha fazla örnek için:
🇺🇸 I did not get used to living in apartment.
🇹🇷 Apartmanda yaşamaya alışamadım.
🇺🇸 Can your son get used to his new friends?
🇹🇷 Oğlunuz yeni arkadaşlarına alışabilecek mi?
🇺🇸 Will your wife get used to getting up early?
🇹🇷 Eşiniz erken kalkmaya alışacak mı?
🇺🇸 Are you getting used to cooking?
🇹🇷 Yemek yapmaya alışıyor musun?
🇺🇸 Our dog couldn’t get used to our new cat.
🇹🇷 Köpeğimiz yeni kedimize alışamadı.
🇺🇸 The baby will not get used to the new sitter.
🇹🇷 Bebek yeni bakıcıya alışmayacak.
🇺🇸 In life you don’t understand things, you just get used to them.
🇹🇷 Hayatta bazı şeyleri anlamıyorsun, sadece alışıyorsun.
🇺🇸 Whatever you experience, you will soon get used to it.
🇹🇷 Ne yaşarsan yaşa, yakında buna alışacaksın.
🇺🇸 NASA says it takes months for astronauts to get used to space.
🇹🇷 NASA, astronotların uzaya alışmasının aylar sürdüğünü söylüyor.
🇺🇸 Is it good or bad to get used to?
🇹🇷 Alışmak iyi mi kötü mü?
🇺🇸 He lived in England for years but never got used to the weather.
🇹🇷 Yıllarca İngiltere’de yaşadı ama havaya hiç alışamadı.
🇺🇸 Anna could never get used to the street lifestyle in the city.
🇹🇷 Anna şehirdeki sokak yaşamına bir türlü alışamadı.
🇺🇸 Marriage is like a hot bath. Once you get used to it, it’s not so hot.
🇹🇷 Evlilik sıcak bir banyo gibidir. Bir kere alışınca o kadar da sıcak değil.