İngilizcede “enough” ve “too” Farkı Nedir?
İngilizcede “enough ve “too” miktar ya da derece belirtmek için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak kullanıldıkları bağlamda ve getirdikleri anlamda birtakım farklılıklar bulunmaktadır.
“Enough” İngilizcede bir şeyin ya da bir durumun yeterli olduğunu belirten bir kelimeyken, “too” bir şeyin ya da bir durumun aşırı veya fazla olduğunu ifade eder. Örneğin, “I have enough money to buy a car” (Araba satın alacak yeterli param var) cümlesinde yeterli bir miktardan bahsedilirken, “It’s too expensive” (Çok pahalı) cümlesinde bir şeyin aşırı miktarda pahalı olduğunu ve bu yüzden satın alınamayacağını belirtir.
“Enough” Kullanımı
“Enough”, Türkçeye “yeterli” ya da “kâfi” şeklinde çevrilmektedir ve bu çeviriden de anlaşılacağı üzere olumlu bir anlam taşımaktadır. Olumlu derken yani bahsi geçen şeyin yeterli miktarda olduğunu ya da bir durum için yeterli olduğunu belirtir.
Genel olarak isimlerden önce ve sıfatlar veya zarflardan sonra kullanılır. Bir ismin yeterli miktarda olduğunu vurgulamak için enough kullanılmaktadır. “Enough”, hem sayılabilen hem sayılamayan isimlerle beraber kullanılabilmektedir. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz:
🇺🇸 I have enough time to finish the project.
🇹🇷 Projeyi bitirmek için yeterli zamanım var.
🇺🇸 She’s experienced enough to lead the team.
🇹🇷 Takımı yönetmek için yeterli deneyime sahip.
🇺🇸 We’ve gathered enough information.
🇹🇷 Yeterli bilgi topladık.
🇺🇸 There isn’t enough light in this room.
🇹🇷 Bu odada yeterli ışık yok.
🇺🇸 He has enough skills to get the job.
🇹🇷 İşi almak için yeterli yeteneğe sahip.
“Too” Kullanımı
“Too” Türkçede “çok” veya “fazla” anlamına gelir ve genellikle olumsuz bir bağlamda kullanılır. Yani olumsuzluktan kasıt ile bir şeyin aşırı miktarda olduğunu ya da bir durum için uygun olmadığını belirtir.
Tabi bu aşırı olan fazlalık için sabit bir eşik belirlenmemiştir ve oldukça görecelidir. Yani miktar, belli bir eşiğin üstüne (bu eşik kişiden kişiye göre değişebilir, görecelidir) geçtiği anda too yapısını kullanırız. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz:
🇺🇸 It’s too cold outside.
🇹🇷 Dışarıda çok soğuk.
🇺🇸 She’s working too hard these days.
🇹🇷 O bu günlerde fazla çalışıyor.
🇺🇸 This shirt is too small for me.
🇹🇷 Bu gömlek bana çok küçük.
🇺🇸 The music is too loud in here.
🇹🇷 Buradaki müzik çok yüksek.
🇺🇸 He’s too young to watch this movie.
🇹🇷 Bu filmi izlemek için çok genç.
Sıfatlar ve zarflardan önce kullanılan “too”, sayılamayan isimlerle “too much” şeklinde kullanılırken, sayılabilen isimlerle ise “too many” şeklinde kullanılır.
🇺🇸 The salad has too much salt.
🇹🇷 Salatada çok fazla tuz var.
🇺🇸 He ate too many potatoes.
🇹🇷 Çok fazla patates yedi.
🇺🇸 I drank too much water.
🇹🇷 Çok fazla su içtim.
❗ Too much ve too many yapısı bazı kalıp ifadelerde de kullanılmaktadır. Dizi ve filmlerde bu yapıyla karşılaşabilirisiniz:
🇺🇸 Oh, you shouldn’t have; this is too much!
🇹🇷 Ah hiç gerek yoktu; bu çok fazla!
🇺🇸 I don’t like this song too much.
🇹🇷 Bu şarkıyı pek fazla sevmiyorum.