İngilizcede “Have to” Konu Anlatımı
Bu dersimizde, İngilizcede yaygın bir şekilde kullanılan kip belirteçlerinden (modal verbs) biri olan have to konu anlatımı yapılacaktır.
Have to
“Have to”, İngilizcede bir şeyin yapılmasının zorunlu olduğunu anlatan bir kip belirtecidir. Genellikle dışsal zorunluluklar, yasalar veya kişisel sorumlulukları belirtir.
Aşağıdaki tabloda, have to kip belirtecinin geniş zamandaki (simple present tense) “olumlu”, “olumsuz” ve “soru cümlesi” olarak kullanılışı gösterilmiştir:
➕ Olumlu cümleler
Subject (I, you, we, they) + have to + V1
Subject (he, she, it) + has to + V1
➖ Olumsuz cümleler
Subject (I, you, we, they) + do not have to + V1
Subject (I, you, we, they) + don’t have to + V1
Subject (he, she, it) + does not have to + V1
Subject (he, she, it) + doesn’t have to + V1
❓ Soru cümleleri
Do subject (I, you, we, they) + have to + V1?
Don’t + subject (I, you, we, they) + have to + V1?
Does + subject (I, you, we, they) + have to + V1?
Doesn’t + subject (he, she, it) + have to + V1?
❗ Olumsuz soru cümleleri genellikle daha nadiren kullanılır ve genellikle bir beklenti veya varsayımı ifade ederler. Örneğin, “Don’t we have to leave now?” (Şimdi gitmek zorunda değil miyiz?) ifadesi genellikle konuşmacının zaten gitmeleri gerektiğini düşündüğünü ve bunu teyit etmek için kullanıldığını belirtir.
“Have to” Hangi Durumlarda Kullanılır?
⭐ Zorunlu Kurallar ve Yönergeler: “Have to” genellikle resmi kurallar veya yasaları belirtmek için kullanılır. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz:
🇺🇸 You have to be 18 years old to vote in the elections.
🇹🇷 Seçimlerde oy kullanabilmek için 18 yaşında olman gerekiyor.
🇺🇸 In this country, you have to drive on the right side of the road.
🇹🇷 Bu ülkede, yolun sağ tarafında araba kullanmak zorundasın.
🇺🇸 Students have to wear uniforms at this school.
🇹🇷 Öğrencilerin bu okulda üniforma giymesi gerekiyor.
🇺🇸 You have to turn off your phone during the flight.
🇹🇷 Uçuş sırasında telefonunu kapatmak zorundasın.
⭐ Kişisel Sorumluluklar: Kişisel görevler, görevler veya sorumlulukları ifade etmek için “have to” kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 I have to finish this report by the end of the day.
🇹🇷 Bu raporu gün sonuna kadar bitirmek zorundayım.
🇺🇸 We have to pay our rent by the first of each month.
🇹🇷 Her ayın birinde kiramızı ödememiz gerekiyor.
🇺🇸 I have to prepare for my presentation next week.
🇹🇷 Gelecek haftaki sunumum için hazırlanmam gerekiyor.
🇺🇸 She has to pick up her kids from school.
🇹🇷 Çocuklarını okuldan alması gerekiyor.
⭐ Mecburiyetler: “Have to” ifadesi, yapılması gereken şeyin tek seçenek olduğu durumlarda o seçeneğin yapılması gerektiğini belirtmek için kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 We have to take the next train or we will be late.
🇹🇷 Bir sonraki trene binmek zorundayız yoksa geç kalacağız.
🇺🇸 We have to take this road; the other one is closed for construction.
🇹🇷 Bu yolu kullanmak zorundayız; diğeri inşaat nedeniyle kapalı.
🇺🇸 I have to get glasses; my eyesight is getting worse.
🇹🇷 Gözlük almak zorundayım; görme yeteneğim kötüleşiyor.
🇺🇸 I have to wake up early tomorrow for my flight.
🇹🇷 Yarınki uçuşum için erken kalkmak zorundayım.
⭐ Planlar ve Düzenlemeler: Gelecekteki planları ve düzenlemeleri ifade etmek için “have to” kullanılır. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz:
🇺🇸 I have to go to the bank tomorrow to pay my bills.
🇹🇷 Faturalarımı ödemek için yarın bankaya gitmek zorundayım.
🇺🇸 I have to go to the post office to send this package.
🇹🇷 Bu paketi göndermek için postaneye gitmek zorundayım.
🇺🇸 We have to reserve tickets for the concert next week.
🇹🇷 Gelecek haftaki konser için bilet ayırtmak zorundayız.
🇺🇸 She has to book a hotel room for her trip.
🇹🇷 Seyahati için otel odası rezerve etmek zorunda.
⭐ Tavsiye ve Öneriler: “Have to” ifadesi, bir kişinin yapması önerilen bir şeyi belirtmek için kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 You have to try this new restaurant, the food is amazing.
🇹🇷 Bu yeni restoranı denemelisin, yemekler harika.
🇺🇸 You have to try this dessert, it’s delicious.
🇹🇷 Bu tatlıyı denemelisin, çok lezzetli.
🇺🇸 I think you have to talk to him about this issue.
🇹🇷 Sanırım bu konuda onunla konuşman gerekiyor.
🇺🇸 You have to visit Paris, it’s a beautiful city.
🇹🇷 Paris’i ziyaret etmelisin, çok güzel bir şehir.
Diğer Zamanlarda “Have to’nun” Kullanımı
“Have to” yapısı İngilizcede genellikle geniş zamanla (simple present) kullanılırken, geçmişteki zorunlulukları ifade etmek için “had to”, gelecekteki zorunlulukları ifade etmek için de “will have to” yapısını kullanabiliriz.
⭐ Simple past tense: “had to” yapısı kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 I had to finish my homework before I could go out.
🇹🇷 Dışarı çıkmadan önce ödevimi bitirmek zorunda kaldım.
⭐ Simple future tense: “will have to” yapısı kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 I will have to wake up early tomorrow for my flight.
🇹🇷 Yarınki uçuşum için erken kalkmak zorunda olacağım.
❗ Bu kalıpların yanı sıra, “have to” ifadesini diğer zamanlarda da kullanabilirsiniz. Bunun için genellikle yardımcı fiillerle birlikte kullanılır:
⭐ Present Continuous Tense: “am/is/are + having to” yapısı kullanılır. Ancak bu yapı genellikle daha az yaygın olarak kullanılır ve çoğunlukla konuşma dilinde yer alır. Örneğin:
🇺🇸 I am having to take on extra shifts at work.
🇹🇷 İşte ekstra vardiyalar almak zorunda kalıyorum.
⭐ Perfect Tense: “has/have/had + had to” yapısı kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 I have had to work late every night this week
🇹🇷 Bu hafta her gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldım.
⭐ Modal Perfect Tense: “could/must/might + have had to” yapısı kullanılır. Örneğin:
🇺🇸 He must have had to leave early.
🇹🇷 Erken ayrılmak zorunda kalmış olmalı.
“Have to”, “Must” ve “Should” Arasındaki Fark
Have to konu anlatımı yaparken must ve should ile olan benzerliğini ve bu iki kip belirteci ile olan farkları anlatmazsak olmaz. “Have to”, “must” ve “should” ifadeleri İngilizcede zorunluluk ve tavsiye ifade eder ancak bunlar aralarında bazı nüans farkları bulunmaktadır.
⭐ “Have to” genellikle dışsal zorunlulukları ifade eder. Yani bir başkası veya belirli bir durum tarafından uygulanan bir gereklilik veya zorunluluk söz konusudur. Genellikle, resmi kurallar, yasalar, veya kişisel sorumluluklarla ilişkilidir. Örneğin:
🇺🇸 You have to wear a seatbelt when driving.
🇹🇷 Araba kullanırken emniyet kemeri takmak zorundasınız.
⭐ “Must” daha çok içsel zorunlulukları ifade eder ve genellikle kişinin kendisi tarafından belirlenen bir gereklilik veya zorunluluk söz konusudur. “Must” ifadesi genellikle “have to” ifadesine göre daha resmi ve daha güçlü bir zorunluluk anlamı taşır. Örneğin:
🇺🇸 I must stop eating junk food, it’s bad for my health.
🇹🇷 Sağlığım için kötü olduğundan abur cubur yemeyi bırakmalıyım.
❗ Önemli bir not olarak, “must not” ve “do not have to” ifadeleri arasında da önemli bir fark olduğunu belirtmek isterim. “Must not” bir şeyin yapılmasının yasak olduğunu belirtirken, “do not have to” bir şeyin yapılmasının gerekli olmadığını belirtir. Örnekle göstermek gerekirse:
🇺🇸 You must not smoke in this area.
🇹🇷 Bu alanda sigara içmek yasaktır.
🇺🇸 You do not have to wear a tie to the event.
🇹🇷 Etkinliğe kravat takmak zorunda değilsiniz.
⭐ “Should” ifadesi, bir şeyin yapılmasını tavsiye etmek için kullanılır. Yani, bir şeyin yapılmasının iyi veya uygun olacağını belirtir ancak yapılmasının zorunlu olmadığını ifade eder. Genellikle bir öneri, tavsiye veya genel kural belirtir. Örneğin:
🇺🇸 You should drink plenty of water every day.
🇹🇷 Her gün bol su içmelisin.