“Could Have V3” Konu Anlatımı

İngilizcede could have V3 yapısı, geçmişte mümkün olmasına rağmen gerçekleşmemiş olan işleri ifade etmek için kullanılır. Bu yapı aynı zamanda, geçmişle alakalı zayıf olasılıklar ile akıl yürütme eylemlerinin ifade edilmesinde de kullanılabilir.
Could Have V3
➕ Olumlu cümleler
Subject (I, you, we, they, he, she, it) + could have V3
➖ Olumsuz cümleler
Subject (I, you, we, they, he, she, it) + could not have V3
Subject (I, you, we, they, he, she, it) + couldn’t have V3
❓ Soru cümleleri
Could + subject (I, you, we, they, he, she, it) + have V3?
Couldn’t + subject (I, you, we, they, he, she, it) + have V3?
❗ Could, “Silent L” harfine sahiptir ve haliyle telaffuz edilmez.
🇺🇸 Thomas got really lucky while driving. It could have caused a terrible accident.
🇹🇷 Thomas araba sürerken gerçekten şanslıydı. Korkunç bir kazaya neden olabilirdi.
🇺🇸 History is the sum total of the things that could have been avoided.
🇹🇷 Tarih, kaçınılabilecek şeylerin toplamıdır.
🇺🇸 He said that “A woman never forgets the men she could have married.”
🇹🇷 “Bir kadın evlenebileceği erkekleri asla unutmaz” dedi.
🇺🇸 Be a little careful! You could have killed yourself!
🇹🇷 Biraz dikkatli ol! Kendini öldürebilirdin!
🇺🇸 He had money and could have paid off all his debts, but I don’t think he did.
🇹🇷 Parası vardı, tüm borçlarını ödemiş olabilir, ama ödediğini sanmıyorum/bana sorarsanız ödememiştir.
🇺🇸 He could have visited his father in the hospital, but I don’t think he did.
🇹🇷 O, babasını hastanede ziyaret edebilirdi ama ziyaret ettiğini sanmıyorum.
🇺🇸 Although he had no free time, he could have met her.
🇹🇷 Her ne kadar boş zamanı olmasa da, onunla buluşabilirdi.
🇺🇸 If he kept talking abusive like that, they could have called the police.
🇹🇷 Böyle küfürlü konuşmaya devam etseydi, polisi arayabilirlerdi.
⭐ Couldn’t have V3 yapısı, geçmişte gerçekleşmesi imkansız olduğu düşünülen olayları anlatmak için kullanılabilir.
🇺🇸 He couldn’t have seen Anna. She is in Paris.
🇹🇷 Anna’yı görmüş olamaz. O, Paris’te.
🇺🇸 John couldn’t have been in a car accident. He was at home.
🇹🇷 John bir araba kazası geçirmiş olamaz. O evdeydi.
🇺🇸 He couldn’t have gone to London. He was in the hospital because he was sick.
🇹🇷 Londra’ya gitmiş olamaz. Hasta olduğu için hastanedeydi.
He had money and could have paid off all his debts, but I don’t think he did.
cümlesi “Parası vardı, tüm borçlarını ödemiş olabilir/kapatmış olabilir, ama ödediğini sanmıyorum/bana sorarsanız ödememiştir.” şeklinde çevrilmesi lazım diye düşünüyorum.
could have done, geçmişte mümkün olmasına rağmen gerçekleşmemiş olan işleri ifade etmek için kullanılır, yani gerçekleşmediği biliniyor. Dolayısıyla cümlenin sonundaki tahmin/olasılık ifadesi tezat oluşturuyor.
teşekkürler
“Could have” yapısı genellikle geçmişte mümkün olmasına rağmen gerçekleşmemiş eylemler için kullanılır. Bu durumda, bu yapı, kişinin geçmişte borçlarını ödeyebilecek durumda olduğunu, ancak cümlede belirtildiği gibi muhtemelen ödemediğini gösterir.
Sizin belirttiğiniz çeviri, cümlenin bu belirsizliğini ve olasılığını çok iyi yansıtmıştır (“Parası vardı, tüm borçlarını ödemiş olabilir/kapatmış olabilir, ama ödediğini sanmıyorum/bana sorarsanız ödememiştir.”)
Bu çeviri, İngilizce cümlede belirtilen belirsizlik ve olasılık tonunu korur ve Türkçe’de doğal bir ifadeyle aynı anlamı verir. Katkınız için çok çok teşekkür ederim 🙏🙏