İngilizcede “Collocations” Kullanımı
Bu yazımızda, İngilizcede yaygın bir şekilde kullanılan kelime grupları (collocations) hakkında detaylı bir konu anlatımı yapacağız.
Collocations Nedir?
Collocation (Eşdizimlilik), iki ya da daha fazla kelimenin sıkça bir araya gelmesi sonucunda dilde doğal olarak oluşmuş kelime kombinasyonlarına denir.
“Peki, neden ‘collacations’ bu kadar önemli?” sorusuna; dilin doğal kullanımını net bir şekilde gösterdiği için cevabını vermek yeterli olacaktır. Zira bu tarz kelime gruplarından bihaber olmak çevirilerde karışıklık yaratacaktır. Mesela “blond(e) hair” (sarı saç) böylesi bir kelimedir:
🇺🇸 She has “yellow hair“. 👎🏻
🇺🇸 She has “blonde hair”. 👍🏻
🇹🇷 Sarı saçları var.
Örneğimizdeki “sarı”yı İngilizceye birebir çeviride “yellow” olarak çevirsek de, İngilizcede sarı saç rengi için “blond/blonde” kelimesi kullanılmaktadır. Haliyle “yellow” kelimesi doğal olmayan bir kullanıma yol açacaktır. Dolayısıyla, bu tarz kelime kombinasyonlarını öğrenmek, konuşmanıza doğallık katacağı için önemlidir.
Bu nedenle, İngilizcenizin anadili İngilizce olanlar gibi doğal görünmesini istiyorsanız, tahmin edilmesi zor oldukları için “collocations” sözcükleri öğrenmek için çaba sarf etmeniz gerekmektedir.
Collocations Çeşitleri
Bu kelime grupları, farklı tipteki kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Bakınız:
- Verb (Fiil) + Noun (İsim)
- launch a product (ürün çıkarmak, bir ürünü piyasaya sürmek)
- play a joke (şaka yapmak)
- create opportunities (yeni iş sahaları açmak)
- do homework (ödev yapmak)
- make the bed (yatağını toplamak)
- accept an apology (özrü kabul etmek)
- commit murder (adam öldürmek, cinayet işlemek)
- Verb (Fiil) + Verb (Fiil)
- can’t afford (maddi gücü yetmemek)
- can’t stand (dayanamamak, katlanamamak)
- keep going (sürdürmek, devam ettirmek, ilerlemek)
- Noun (İsim) + Verb (Fiil)
- phone rings (telefon çalması)
- lion roars (aslan kükremesi)
- Noun (İsim) + Noun (İsim)
- action movie (aksiyon filmi)
- abuse of power (emniyeti suistimal etme)
- block of flats (apartman binası)
- contact details (irtibat bilgileri)
- desk job (masa başı işi)
- interest rate (faiz oranı)
- job opportunity (iş fırsatı)
- junk food (abur cubur)
- Adjective (Sıfat) + Noun (İsim)
- empty promise (boş vaat)
- tough question (zor soru)
- alternative medicine (alternatif tıp)
- bad breath (ağız kokusu)
- bad temper (huysuzluk)
- big brother (diktatör)
- bright future (parlak gelecek)
- broken home (yuvası dağılmış)
- casual clothes (gündelik kıyafet)
- common knowledge (bilinen gerçek)
- Adjective (Sıfat) + Adjective (Sıfat)
- boiling hot (cehennem gibi)
- neat and tidy (temiz ve düzenli)
- safe and sound (sağ salim, sapasağlam, kazasız belasız)
- Adverb (Zarf) + Adjective (Sıfat)
- bitterly cold (aşırı derecede soğuk)
- badly hurt (ağır yaralı)
- bitterly disappointed (feci şekilde hayal kırıklığına uğramış)
- utterly stupid (aptalın önde gideni)
- fast asleep (derin uykuda olma)
- seriously ill (ağır hasta)
- Adverb (Zarf) + Adverb (Zarf)
- all along (daima)
- almost certainly (hemen hemen kesinlikle)
- far away (çok uzakta)
- just now (daha şimdi)
- long ago (çok önceden)
- straight ahead (dosdoğru)
- Verb (Fiil) + Adverb (Zarf)
- arrive on time (tam vaktinde varmak)
- eat properly (sağlıklı beslenmek)
- try hard (uğraşmak, didinmek)
- read aloud (sesli okumak)
- whisper softly (usulca fısıldamak)
- Phrase
- burst into tears (gözyaşlarına boğulmak)
- run out of money (paranın suyunu çekmek, kesenin dibini görmek)
İngilizcede Fiillerle Yapılan Collocations
İngilizcede fiillerle yapılan collacations ifadeleri yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu nedenle, yaygın kullanılan “make, do, break, take, have” fiilleriyle yapılan ifadeleri tablolar halinde derlemeye karar verdik. Bakınız:
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Make | |
Make an effort | Efor sarf etmek |
Make trouble | Sorun çıkarmak |
Make money | Para kazanmak |
Make a noise | Gürültü yapmak |
Make a mistake | Hata yapmak |
Make a mess | Ortalığı batırmak |
Make a difference | Fark yaratmak |
Make progress | İlerleme katetmek |
Break | |
Break a leg | Şeytanın bacağını kırmak |
Break a record | Rekor kırmak |
Break the ice | Aradaki buzları eritmek |
Break the law | Yasayı çiğnemek |
Break someone’s heart | Birinin kalbini kırmak |
Break a promise | Sözünden dönmek |
Take | |
Take a break | Ara vermek |
Take a chance | Şansını denemek |
Take a rest | Dinlenmek |
Take a seat | Oturmak |
Take an exam | Sınava girmek |
Take notes | Not tutmak |
Take a look | Göz atmak |
Take a shower | Duş almak |
Have | |
Have a drink | Bir şeyler içmek |
Have a good time | İyi vakit geçirmek |
Have a problem | Bir problemi olmak |
Have a relationship | Bir ilişkisi olmak |
Have dinner | Akşam yemeği yemek |
Have a bath | Banyo yapmak |
Have a haircut | Saçını kestirmek |
Do | |
Do homework | Ödev yapmak |
Do shopping | Alışveriş yapmak |
Do your best | Elinde gelenin en iyisini yapmak |
Do nothing | Hiçbir şey yapmamak |
Do your hair | Saçını yapmak |
Do housework | Ev işi yapmak |