İngilizcede Simple Present Tense (Geniş Zaman)
İngilizcede simple present tense ya da kısaca present simple ile Türkçede geniş zaman olarak bilinen kipin anlatımı sağlanmaktadır.
Simple Present Tense
Fiil ya da başka deyişle eylem, varlıkların yaptığı işi, hareketi, oluşu çeşitli ekler alarak şahıs ve zamana bağlı olarak anlatan kelimelere denir. Fiiller vasıtasıyla aynı zamanda zamanların anlatımı sağlanmaktadır.
Dil bilgisinde bir fiilin ya da durumun geçmişte, şu anda ve gelecekte gerçekleştiğini belirten zaman yapısına geniş zaman denir.
To Be Fiili İle Geniş Zaman
To be fiili kullanarak geniş zaman anlatımı yapılabilmektedir. Şahıs zamirlerine göre kullanımları aşağıdaki tablolarda detaylarıyla beraber derlenmiştir:
I | am ‘m |
He She It | is ‘s |
We You They | are ‘re |
I | am not ‘m not |
He She It | is not ‘s not isn’t |
We You They | are not ‘re not aren’t |
Am | I |
Is | he she it |
Are | we you they |
Aren’t | I |
Isn’t | he she it |
Aren’t | we you they |
Yes | I | am |
Yes | he she it | is |
Yes | we you they | are |
No | I | am not |
No | he she it | is not isn’t |
No | we you they | are not aren’t |
To Be Dışındaki Fiillerle Geniş Zaman
To be fiili dışındaki fiiller kullanarak geniş zaman anlatımı aşağıdaki tablolardaki gibidir.
I You We They | V1 |
He She It | V1e & V1es |
I You We They | do not don’t | V1 |
He She It | does not doesn’t | V1 |
Do | I you we they | V1 |
Does | he she it | V1 |
Don’t | I you we they | V1 |
Doesn’t | he she it | V1 |
Yes | I you we they | do |
Yes | he she it | does |
No | I you we they | do not don’t |
No | he she it | does not does |
Simple present tense ile olumlu bir cümle kurulurken eğer özne tekil ise (he, she, it, Tom vb.) fiile -s eki getirilir. Ancak sonu “o, ch, sh, th, ss, gh veya z” ile biten fiiller -s eki yerine -es eki alır. (go –> goes)
I, you, we, they | he, she, it |
work | works |
play | plays |
go | goes |
do | does |
Simple Present Tense Kullanım Alanları
- Rutinleşmiş alışkanlıklarımızdan ve hobilerimizden bahsederken kullanılır:
I drink coffee every morning. Ben her sabah kahve içerim. | |
She works as a teacher. Öğretmen olarak çalışıyor. | |
I work hier as an engineer. Ben bir mühendis olarak burada çalışıyorum. | |
Jimmy talks politics all the time. Jimmy her zaman politika konuşur. |
- Doğa gerçekleri gibi zamana bağımlı olmayan doğrulardan bahsederken kullanılır:
A magnet attracts iron filings. Bir mıknatıs demir tozlarını çeker. | |
Water boils at 100 oC. Su 100 oC’de kaynar. | |
The earth rotates round the sun. Dünya güneş etrafında döner. | |
Water consists of hydrogen and oxygen. Su hidrojen ve oksijenden oluşur. |
- Geçerliliği genel olarak doğru olan ya da belli bir zaman sürekli olan durumlardan bahsederken kullanılır:
This river has a lot of fish. Bu nehirde çok balık var. | |
Your statements have many half truths. İfadelerinizde birçok yarı doğru var. | |
İstanbul has two suspension bridges. İstanbul’un iki asma köprüsü var. | |
This chocolate tastes bitter. Bu çikolatanın tadı acıdır. |
- Spor karşılaşmaları nakledilirken kullanılır:
Sergio Busqets passes the ball to Xavi. Sergio Busqets Xavi’ye pas atıyor. | |
Mike Tyson punches him hard. He falls. The referee starts to count. Mike Tyson ona sert bir yumruk atıyor. Düşüyor. Hakem saymaya başlar. |
- Belirli bir zaman çizelgesi olan uçak, sinema, tren, otobüs gibi saat çizelgelerinde kullanılır:
The bus arrives at 14:45. Otobüs 14:45’te geliyor. | |
The train passes at around 8 o’clock. Tren saat 8 civarında geçiyor. |
- Medya dilinde geçmiş zaman yerine kullanılır:
12 people die in the accident. Kazada 12 kişi hayatını kaybetti. | |
Galatasary beats the Fenerbahçe. Galatasaray, Fenerbahçe’yi yendi. |
- Tarihi olayların anlatımında kullanılır:
The French Revolution begins in 1789. Fransız Devrimi 1789’da başlar. | |
Atatürk officially starts the War of Independence in Samsun. Atatürk, Samsun’da Kurtuluş Savaşı’nı resmen başlatır. |
- Zarf tümceciklerinde gelecek zaman yerine kullanılır:
I can’t begin until she arrives. O gelene kadar başlayamam. | |
We will stop playing as soon as the whistle blows. Düdük çalar çalmaz oynamayı bırakacağız. |
- Özür, teşekkür, yargı bildirme gibi durumlarda kullanılır:
I beg your pardon. Affınıza sığınırım. | |
Thank you very much. Çok teşekkürler! |
- Gelecek zaman zarflarıyla kullanıldığında gelecek zaman bildirmek için kullanılır:
The festival begins two days later. Festival iki gün sonra başlar (başlayacak) | |
I go to İzmir tomorrow. Yarın İzmir’e gideceğim. | |
My uncle visits us next week. Amcam gelecek hafta bizi ziyaret edecek. | |
The president visits Germany next month. Başkan önümüzdeki ay Almanya’yı ziyaret edecek. |
- Emir cümleleri kurarken simple prenset tense kullanılır.
Do it! Yap onu! | |
Come here! Buraya gel! | |
Don’t push me! Beni zorlama! | |
Don’t take me wrong! Beni yanlış anlama! |
- Fıkra anlatımında kullanılır:
A man walks into a shop and sees a cute little dog. Bir adam bir dükkana girer ve sevimli küçük bir köpek görür. | |
He asks the shopkeeper, “Does your dog bite?” Dükkan sahibine “Köpeğiniz ısırır mı?” diye sorar. | |
The shopkeeper says, “No, my dog does not bite.” Dükkan sahibi, “Hayır, köpeğim ısırmaz” der. | |
The man tries to pet the dog and the dog bites him. Adam köpeği okşamaya çalışır ve köpek onu ısırır. | |
“Ouch!” He says, “I thought you said your dog does not bite!” “Ah!” “Köpeğinin ısırmadığını söylediğini sanıyordum!” der. | |
The shopkeeper replies, “That is not my dog!” Dükkan sahibi, “Bu benim köpeğim değil!” diye cevap verir. |
Simple Present ile Kullanılan Sıklık Zarfları
Aşağıdaki tabloda temsili derecelerine göre İngilizcede geniş zaman ile kullanılan sıklık zarfları derlenmiştir:
Derece | ||
---|---|---|
100 | always | daima, her zaman |
90 | almost always | neredeyse her zaman |
80 | generally | genellikle |
80 | usually | genellikle |
70 | often | sık sık, sıklıkla |
70 | frequently | sık sık, sıklıkla |
50 | as often as not | sıkça, sık sık, ekseriya |
40-20 | at times | bazen, ara sıra |
40-20 | sometimes | bazen, ara sıra |
10 | occasionally | bazen, ara sıra |
10 | from time to time | zaman zaman, bazen, ara sıra |
10 | not often | sık değil, bazen |
5 | rarely | nadiren, seyrek olarak, ayda yılda bir |
5 | seldom | nadiren, seyrek, arada bir |
5 | hardly ever | hemen hemen hiç, binde bir |
0 | never | asla |
İngilizcede sıklık zarfları genel olarak to be fiilinden sonra, diğer fiillerden ise önce kullanılırlar.
- Sometimes ve occasionally olumsuz cümlelerde doesn’t yapısından önce gelir:
Tom sometimes/occasionally doesn’t watch TV. Tom bazen televizyon izlemez. |
- Always ve ever olumsuz cümlelerde doesn’t yapısından sonra gelir:
Tom doesn’t always/ever read at nights. Tom geceleri her zaman/hiç okumaz. |
- Often, generally ve usually zarfları olumsuz cümlelerde doesn’t yapısından önce de kullanılabilir sonra da kullanılabilir:
Tom usually/often doesn’t help his wife in the kitchen. Tom genellikle/sıklıkla karısına mutfakta yardım etmez. |
Tom doesn’t usually/often help his wife in the kitchen. Tom genellikle/sıklıkla karısına mutfakta yardım etmez. |
- Seldom, rarely ve never zarfları halihazırda olumsuz bir anlam taşıdıkları için olumsuz cümlelerde kullanılmaz.
- Often, usually ve always olumsuz cümlelerde kullanıldığı gibi, zıt anlamlı zarflarla da olumsuz şekilleri yapılabilir.