
İngilizcede Geniş Zaman (Simple Present Tense)
Bu dersimizde, İngilizcede geniş zaman kipini anlatmak için kullanılan “simple present tense” konusunu tüm detaylarıyla anlatacağız.
İngilizcede “Simple Present Tense”
Öncelikle İngilizcede geniş zamanın bazı kaynaklarda “present simple” olarak da adlandırıldığını belirtmek isterim. Dolayısıyla böyle bir adlandırmayla ifade edildiğini görürseniz kafanız karışmasın.
İster “simple present tense” ister “present simple” deyin, bu yapı İngilizcede bulunan on iki zamandan en yaygın kullanılan kiptir. Öyle ki, salt “simple present tense” kullanarak temel İngilizce iletişimi sağlayabilirsiniz. Dolayısıyla, İngilizceyi etkili bir şekilde kullanabilmek için bu konuyu çok iyi anlamanız gerekmektedir.
Türkçede geniş zaman, fiilin sonuna getirilen “-(a)r/-(e)r” ekleriyle yapılmaktadır. İngilizcede ise geniş zamanlı cümleler kurarken “do” yardımcı fiilinden yararlanırız. Tabi bunu yaparken cümlenin anlamına göre birtakım formasyonlara uğrar. Dolayısıyla konumuza ilk olarak buradan başlayacağız.
“Simple Present Tense” ile Olumlu Cümleler Nasıl Kurulur?
“Simple present tense” ile olumlu bir cümle yapmak için özneyle uyumlu olacak şekilde fiilin birinci halini çekimleriz. Bakınız:
Özne | Fiil |
---|---|
I, you, we, they | V1 |
John and Jane, etc. | |
he, she, it | V1 + (e)s |
John, Jane, etc. |
“Simple present tense” ile olumlu bir cümle yapmak için, özneyle uyumlu fiilin yalın halini (V1) kullanırız. Eğer özne tekil üçüncü şahıs (he, she, it) ise fiilin sonuna “-s” veya “-es” eklenir.
🇺🇸 He plays football every weekend. (play)
🇹🇷 Her hafta sonu futbol oynar.
🇺🇸 The sun sets in the west. (set)
🇹🇷 Güneş batıda batar.
🇺🇸 We often go to the cinema on Fridays. (go)
🇹🇷 Cuma günleri sık sık sinemaya gideriz.
❗️”Simple Present Tense”de, özne he, she, it olduğunda fiile “-s” veya “-es” eklenir. Hangi durumlarda “-s” veya “-es” geldiğini anlamak içinse şu kurallardan yararlanırız:
1. Çoğu fiile doğrudan “-s” eklenir:
- work → works
- play → plays
- read → reads
2. Fiiller “-s, -ss, -sh, -ch, -x, -z, -o” harfleriyle bitiyorsa “-es” olarak eklenir:
- watch → watches
- go → goes
- fix → fixes
3. Fiil “-y” harfiye bitmiş ve “-y” harfinden önce ünsüz bir harf gelmişse, “-y” harfi düşer ve yerine “-ies” gelir:
- study → studies
- try → tries
4. Fiil “-y” harfiye bitmiş ve “-y” harfinden önce ünlü bir harf gelmişse, önüne “-s” eklenir:
- play → plays
- enjoy → enjoys
“Simple Present Tense” ile Olumsuz Cümleler Nasıl Kurulur?
“Simple present tense”de olumsuz cümle yapılırken geniş zaman yardımcı fiili olan “do” ortaya çıkar. Tabi tek başına “do” yardımcı fiili olumsuz yapmaya yetmez, beraberinde olumsuzluk kelimemiz “not” da devreye girer. Eğer özne “I, you, we, they” ise “do not” (veya kısaltılmış hali “don’t”) kullanılır. Eğer özne “he, she, it” ise “does not” (veya kısaltılmış hali “doesn’t”) kullanılır. Ardından fiilin yalın halini ekleriz.
Özne | Fiil |
---|---|
I, you, we, they | don’t V1 do not V1 |
John and Jane, etc. | |
he, she, it | doesn’t V1 does not V1 |
John, Jane, etc. |
🇺🇸 I do not (don’t) play tennis. (play)
🇹🇷 Tenis oynamam.
🇺🇸 She does not (doesn’t) read book. (read)
🇹🇷 Kitap okumaz.
🇺🇸 We do not (don’t) go to the park on Sundays. (go)
🇹🇷 Pazar günleri parka gitmeyiz.
“Simple Present Tense” ile Soru Cümleleri Nasıl Kurulur?
“Simple present tense” ile soru cümleleri yaparken bu sefer de “do” yardımcı fiilini cümlenin başında kullanırız. Eğer özne “I, you, we, they” ise “do” kullanılır. Eğer özne “he, she, it” ise “does” kullanılır. Ardından özneyi ve en son fiilin yalın halini yerleştiririz.
Yardımcı Fiil | Özne | Fiil |
---|---|---|
do | I, you, we, they | V1 |
John and Jane, etc. | ||
does | he, she, it | |
John, Jane, etc. |
🇺🇸 Do they live in London? (live)
🇹🇷 Londra’da mı yaşıyorlar?
🇺🇸 Does he read books? (read)
🇹🇷 Kitap okur mu?
🇺🇸 Don’t you like apples? (like)
🇹🇷 Elma sevmez misin?
İngilizcede geniş zaman olarak sorulmuş bu tarz sorulara verebileceğimiz “evet-hayır” cevapları ise aşağıdaki gibi olur.
Soru | Evet | Hayır |
---|---|---|
Do I V1 … ? | Yes, you do. | No, you don’t. |
Do you V1 … ? | Yes, I do. Yes, we do. | No, I don’t. No, we don’t. |
Do we/they V1 … ? | Yes, you do. Yes, they do. | No, you don’t. No, they don’t. |
Does he/she/it V1 … ? | Yes, he does. Yes, she does. Yes, it does. | No, he doesn’t. No, she doesn’t. No, it doesn’t. |
“Simple Present Tense” Hangi Durumlarda Kullanılır?
1. Rutinleşmiş alışkanlıklarımızdan ve hobilerimizden bahsederken kullanılır:
🇺🇸 I drink coffee every morning.
🇹🇷 Ben her sabah kahve içerim.
🇺🇸 She works as a teacher.
🇹🇷 Öğretmen olarak çalışıyor.
🇺🇸 I never eat fish.
🇹🇷 Hiç balık yemem.
🇺🇸 Jimmy talks politics all the time.
🇹🇷 Jimmy her zaman politika konuşur.
2. Doğa gerçekleri gibi zamana bağımlı olmayan doğrulardan, fiziki kanunlardan bahsederken kullanılır:
🇺🇸 A magnet attracts iron filings.
🇹🇷 Bir mıknatıs demir tozlarını çeker.
🇺🇸 Water boils at 100 oC.
🇹🇷 Su 100 oC’de kaynar.
🇺🇸 The earth rotates round the sun.
🇹🇷 Dünya güneş etrafında döner.
🇺🇸 Water consists of hydrogen and oxygen.
🇹🇷 Su hidrojen ve oksijenden oluşur.
3. Geçerliliği genel olarak doğru olan ya da belli bir zaman sürekli olan durumlardan bahsederken kullanılır:
🇺🇸 This river has a lot of fish.
🇹🇷 Bu nehirde çok balık var.
🇺🇸 Your statements have many half truths.
🇹🇷 İfadelerinizde birçok yarı doğru var.
🇺🇸 İstanbul has two suspension bridges.
🇹🇷 İstanbul’un iki asma köprüsü var.
🇺🇸 This chocolate tastes bitter.
🇹🇷 Bu çikolatanın tadı acı.
4. Spor karşılaşmaları nakledilirken kullanılır:
🇺🇸 Sergio Busqets passes the ball to Xavi.
🇹🇷 Sergio Busqets Xavi’ye pas atıyor.
🇺🇸 Mike Tyson punches him hard. He falls. The referee starts to count.
🇹🇷 Mike Tyson ona sert bir yumruk atıyor. Düşüyor. Hakem saymaya başlar.
5. Belirli bir zaman çizelgesi olan uçak, sinema, tren, otobüs gibi saat çizelgelerinde kullanılır:
🇺🇸 The bus arrives at 14:45.
🇹🇷 Otobüs 14:45’te geliyor.
🇺🇸 The train passes at around 8 o’clock.
🇹🇷 Tren saat 8 civarında geçiyor.
6. Medya dilinde geçmiş zaman yerine kullanılır:
🇺🇸 12 people die in the accident.
🇹🇷 Kazada 12 kişi hayatını kaybetti.
🇺🇸 Galatasary beats the Fenerbahçe.
🇹🇷 Galatasaray, Fenerbahçe’yi yendi.
7. Tarihi olayların anlatımında kullanılır:
🇺🇸 The French Revolution begins in 1789.
🇹🇷 Fransız Devrimi 1789’da başlar.
🇺🇸 The industrial revolution begins in 1860
🇹🇷 Sanayi devrimi 1860’da başlar.
8. Zarf cümleciklerinde gelecek zaman yerine kullanılır:
🇺🇸 I can’t begin until she arrives.
🇹🇷 O gelene kadar başlayamam.
🇺🇸 We will stop playing as soon as the whistle blows.
🇹🇷 Düdük çalar çalmaz oynamayı bırakacağız.
9. Özür, teşekkür, yargı bildirme gibi durumlarda kullanılır:
🇺🇸 I beg your pardon, your Grace!
🇹🇷 Affınıza sığınırım, Majesteleri!
🇺🇸 Thank you very much.
🇹🇷 Çok teşekkürler!
10. Gelecek zaman zarflarıyla kullanıldığında gelecek zaman bildirmek için kullanılır:
🇺🇸 The festival begins two days later.
🇹🇷 Festival iki gün sonra başlayacak.
🇺🇸 I go to İzmir tomorrow.
🇹🇷 Yarın İzmir’e gideceğim.
🇺🇸 The next train leaves at 08:30.
🇹🇷 Bir sonraki tren 08:30’da kalkacak.
🇺🇸 The English exam starts at 09:00.
🇹🇷 İngilizce sınavı saat dokuzda başlayacak.
11. Emir cümleleri, yapı itibariyle simple prenset tense kullanılır.
🇺🇸 Do it!
🇹🇷 Yap!
🇺🇸 Come here!
🇹🇷 Buraya gel!
🇺🇸 Don’t push me!
🇹🇷 Beni zorlama!
🇺🇸 Don’t take me wrong!
🇹🇷 Beni yanlış anlama!
12. Fıkra anlatımında kullanılır:
A man walks into a shop and sees a cute little dog. He asks the shopkeeper, “Does your dog bite?” The shopkeeper says, “No, my dog does not bite.” The man tries to pet the dog and the dog bites him. “Ouch!” He says, “I thought you said your dog does not bite!” The shopkeeper replies, “That is not my dog!”
Bir adam bir dükkana girer ve sevimli küçük bir köpek görür. Dükkan sahibine “Köpeğiniz ısırır mı?” diye sorar. Dükkan sahibi, “Hayır, köpeğim ısırmaz” der. Adam köpeği okşamaya çalışır ve köpek onu ısırır. “Ah!” “Köpeğinin ısırmadığını söylediğini sanıyordum!” der. Dükkan sahibi, “Bu benim köpeğim değil!” diye cevap verir.
“Simple Present Tense” ile Kullanılan Sıklık Zarfları
Aşağıdaki tabloda, İngilizcede “simple present tense” ile kullanılan sıklık zarfları derlenmiştir. Sıklık dereceleri fikir vermesi amacıyla temsili bir değer olarak verilmiştir. Ayrıca içlerinden en yaygın kullanılanları koyu tonda gösterilmiştir:
Adverbs – Zarflar
her zaman
sıklıkla
sıklıkla
sık sık
ekseriya
ara sıra
ara sıra
ara sıra
bazen
ara sıra
bazen
seyrek olarak
ayda yılda bir
seyrek
arada bir
binde bir
Not-1: İngilizcede sıklık zarfları, cümle içinde “to be” fiili varsa ondan sonra kullanılır. Buna karşılık diğer fiillerle birlikte kullanıldığında fiilden önce yer alır.
🇺🇸 I always watch TV after school.
🇹🇷 Okuldan sonra hep televizyon izlerim.
🇺🇸 Maths is sometimes quite difficult.
🇹🇷 Matematik bazen çok zor olabiliyor.
Not-2: “Sometimes“ ve “occasionally“ zarfları, olumsuz cümlelerde “doesn’t” kelimesinden önce gelir. Bakınız:
🇺🇸 Tom sometimes/occasionally doesn’t watch TV.
🇹🇷 Tom bazen televizyon izlemez.
Not-3: “Always“ ve “ever“ sıklık zarfları ise olumsuz cümlelerde “doesn’t” yapısından sonra gelir. Örneğin:
🇺🇸 Tom doesn’t always/ever read at nights.
🇹🇷 Tom geceleri her zaman/hiç okumaz.
Not-4: “Often, generally, usually“ zarfları olumsuz cümlelerde “doesn’t” kelimesinden önce de kullanılabilir sonra da. Örneğin:
🇺🇸 Tom usually/often doesn’t help his wife in the kitchen.
🇺🇸 Tom doesn’t usually/often help his wife in the kitchen.
🇹🇷 Tom genellikle/çoğu zaman karısına mutfakta yardım etmez.
Not-5: “Seldom, rarely, never“ zarfları, halihazırda olumsuz bir anlam taşıdıkları için olumsuz cümlelerde kullanılmaz. Ancak belirtmek isterim ki, “seldom” ve “rarely” olumlu bir anlam verilebilirken “never” ile bu mümkün değildir.
🇺🇸 Tom seldom/rarely helps his wife in the kitchen.
🇺🇸 Tom never helps his wife in the kitchen.
🇺🇸 Tom doesn’t seldom/rarely/never help his wife in the kitchen.
Not-6: “Often, usually, always” gibi sıklık zarfları, olumlu cümlelerde kullanıldıkları gibi, olumsuz cümlelerde de kullanılabilir. Bakınız:
🇺🇸 I often go to the gym. (+)
🇹🇷 Sık sık spora giderim.
🇺🇸 She usually wakes up early. (+)
🇹🇷 Genellikle erken kalkar.
🇺🇸 They always eat breakfast. (+)
🇹🇷 Her zaman kahvaltı yaparlar.
🇺🇸 I don’t often go to the gym. (-)
🇹🇷 Sık sık spora gitmem.
🇺🇸 She doesn’t usually wake up early. (-)
🇹🇷 Genellikle erken kalkmaz.
🇺🇸 They don’t always eat breakfast. (-)
🇹🇷 Her zaman kahvaltı yapmazlar.
İngilizcede “simple present tense” konusunu genel hatlarıyla detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştım, umarım faydalı olmuştur. Konuyu pekiştirmek için aşağıdaki testi çözebilirsiniz, daha fazlası zamanla eklenecek:
1. I usually (go) to school.
2. They (visit) us often.
3. You (play) basketball once a week.
4. Tom (work) every day.
5. He always (tell) us funny stories.
6. She never (help) me with that!
7. Martha and Kevin (swim) twice a week.
8. In this club, people usually (dance) a lot.
9. Linda (take care) of her sister.
10. John rarely (leave) the country.