İngilizce Zamanlar

İngilizcede Geniş Zaman (Simple Present Tense)

Bu dersimizde, İngilizcede geniş zaman kipini anlatmak için kullanılan “simple present tense” konusunu tüm detaylarıyla anlatacağız.

İngilizcede “Simple Present Tense”

Öncelikle İngilizcede geniş zamanın bazı kaynaklarda “present simple” olarak da adlandırıldığını belirtmek isterim. Dolayısıyla böyle bir adlandırmayla ifade edildiğini görürseniz kafanız karışmasın.

İster “simple present tense” ister “present simple” deyin, bu yapı İngilizcede bulunan on iki zamandan biri olup günlük dilde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. İngilizceyi etkili bir şekilde kullanabilmek için bu konuyu çok iyi anlamanız gerekmektedir. İngilizcede “simple present tense” genel hatlarıyla şu durumları ifade etmek için kullanılır:

  1. Günlük alışkanlıkları,
  2. Rutinleri,
  3. Tekrar eden eylemleri,
  4. Genel kabul görmüş gerçekleri,
  5. Her daim olmaya devam edecek durumları.

Malumunuz Türkçede geniş zaman, fiilin sonuna “-r”, “-ar”, “-er”, “-ır”, “-ir”, “-ur”, “-ür” eklerinin gelmesiyle oluşturulur. Bu ekler, fiilin köküne ve ünlü uyumuna göre değişiklik gösterir. Örneğin, “oynar”, “yazar”, “güler” gibi. İngilizcede ise “simple present tense”in kuruluşu biraz farklıdır. İlk olarak, “simple present tense” ile olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinin nasıl kurulduğunu inceleyerek başlayalım.

“Simple Present Tense” ile Olumlu Cümleler

“Simple present tense” ile olumlu bir cümle yapmak için, özneyle uyumlu fiilin yalın halini kullanırız. Eğer özne tekil üçüncü şahıs (he, she, it) ise fiilin sonuna genellikle “-s” veya “-es” eklenir. Diğer öznelerle fiil yalın halde kalır.

ÖzneFiil
I, you, we, theyV1
he, she, itV1 + (e)s

🇺🇸 He plays football every weekend. (play)
🇹🇷 Her hafta sonu futbol oynar.
🇺🇸 The sun sets in the west. (set)
🇹🇷 Güneş batıda batar.
🇺🇸 We often go to the cinema on Fridays. (go)
🇹🇷 Cuma günleri sık sık sinemaya gideriz.

I, you, we, theyhe, she, it
workworks
playplays
gogoes
dodoes
Simple Present Tense Konu Anlatımı

“Simple Present Tense” ile Olumsuz Cümleler

“Simple present tense” ile olumsuz cümleleryapılırken geniş zaman yardımcı fiili olan “do” (“do” veya “does”) ortaya çıkar. Tabi tek başına “do” yardımcı fiili olumsuz yapmaya yetmez, beraberinde olumsuzluk kelimemiz “not” devreye girer. Eğer özne “I”, “you”, “we”, veya “they” ise “do not” (veya kısaltılmış hali “don’t”) kullanılır. Eğer özne “he”, “she”, veya “it” ise “does not” (veya kısaltılmış hali “doesn’t”) kullanılır. Ardından fiilin yalın halini ekleriz. Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz:

ÖzneDoFiil
I, you, we, theydo not
don’t
V1
he, she, itdoes not
doesn’t

🇺🇸 I do not (don’t) play tennis. (play)
🇹🇷 Tenis oynamam.
🇺🇸 She does not (doesn’t) read book. (read)
🇹🇷 Kitap okumaz.
🇺🇸 We do not (don’t) go to the park on Sundays. (go)
🇹🇷 Pazar günleri parka gitmeyiz.

“Simple Present Tense” ile Soru Cümleleri

“Simple present tense” ile soru cümleleri yaparken bu sefer de “do” (“do” veya “does”) yardımcı fiilini cümlenin başında kullanırız. Eğer özne “I”, “you”, “we”, veya “they” ise “do” kullanılır. Eğer özne “he”, “she”, veya “it” ise “does” kullanılır. Ardından özneyi ve en son fiilin yalın halini yerleştiririz. Bakınız:

DoÖzneFiil
➕ do
➖ do
➖ don’t
I, you, we, they
I, you, we, they not
I, you, we, they
V1
➕ does
➖ does
➖ doesn’t
he, she, it
he, she, it not
he, she, it

🇺🇸 Do they live in London? (live)
🇹🇷 Londra’da mı yaşıyorlar?
🇺🇸 Does he read books? (read)
🇹🇷 Kitap okur mu?
🇺🇸 Don’t you like apples? (like)
🇹🇷 Elma sevmez misin?

Bu tarz sorulara verilen cevaplar “evet” ve “hayır” içeren “yes/no questions” sorularıdır. İngilizcede “simple present tense” ile yapılan “yes/no questions” sorularına aşağıdaki gibi cevap verilir:

Soru CümlesiEvet Hayır
Do I V1 …?Yes, I do.No, I don’t.
Do you V1 …?Yes, I do.No, I don’t.
Do we/they V1…?Yes, we/they do.No, we/they don’t.
Does he/she/it V1…?Yes, he/she/it does.No, he/she/it doesn’t.

“Simple Present Tense” Kullanım Alanları

⭐ Rutinleşmiş alışkanlıklarımızdan ve hobilerimizden bahsederken kullanılır:

🇺🇸 I drink coffee every morning.
🇹🇷 Ben her sabah kahve içerim.
🇺🇸 She works as a teacher.
🇹🇷 Öğretmen olarak çalışıyor.
🇺🇸 I never eat fish.
🇹🇷 Hiç balık yemem.
🇺🇸 Jimmy talks politics all the time.
🇹🇷 Jimmy her zaman politika konuşur.


⭐ Doğa gerçekleri gibi zamana bağımlı olmayan doğrulardan, fiziki kanunlardan bahsederken kullanılır:

🇺🇸 A magnet attracts iron filings.
🇹🇷 Bir mıknatıs demir tozlarını çeker.
🇺🇸 Water boils at 100 oC.
🇹🇷 Su 100 oC’de kaynar.
🇺🇸 The earth rotates round the sun.
🇹🇷 Dünya güneş etrafında döner.
🇺🇸 Water consists of hydrogen and oxygen.
🇹🇷 Su hidrojen ve oksijenden oluşur.


⭐ Geçerliliği genel olarak doğru olan ya da belli bir zaman sürekli olan durumlardan bahsederken kullanılır:

🇺🇸 This river has a lot of fish.
🇹🇷 Bu nehirde çok balık var.
🇺🇸 Your statements have many half truths.
🇹🇷 İfadelerinizde birçok yarı doğru var.
🇺🇸 İstanbul has two suspension bridges.
🇹🇷 İstanbul’un iki asma köprüsü var.
🇺🇸 This chocolate tastes bitter.
🇹🇷 Bu çikolatanın tadı acı.


⭐ Spor karşılaşmaları nakledilirken kullanılır:

🇺🇸 Sergio Busqets passes the ball to Xavi.
🇹🇷 Sergio Busqets Xavi’ye pas atıyor.
🇺🇸 Mike Tyson punches him hard. He falls. The referee starts to count.
🇹🇷 Mike Tyson ona sert bir yumruk atıyor. Düşüyor. Hakem saymaya başlar.


⭐ Belirli bir zaman çizelgesi olan uçak, sinema, tren, otobüs gibi saat çizelgelerinde kullanılır:

🇺🇸 The bus arrives at 14:45.
🇹🇷 Otobüs 14:45’te geliyor.
🇺🇸 The train passes at around 8 o’clock.
🇹🇷 Tren saat 8 civarında geçiyor.


⭐ Medya dilinde geçmiş zaman yerine kullanılır:

🇺🇸 12 people die in the accident.
🇹🇷 Kazada 12 kişi hayatını kaybetti.
🇺🇸 Galatasary beats the Fenerbahçe.
🇹🇷 Galatasaray, Fenerbahçe’yi yendi.


⭐ Tarihi olayların anlatımında kullanılır:

🇺🇸 The French Revolution begins in 1789.
🇹🇷 Fransız Devrimi 1789’da başlar.
🇺🇸 The industrial revolution begins in 1860
🇹🇷 Sanayi devrimi 1860’da başlar.


⭐ Zarf cümleciklerinde gelecek zaman yerine kullanılır:

🇺🇸 I can’t begin until she arrives.
🇹🇷 O gelene kadar başlayamam.
🇺🇸 We will stop playing as soon as the whistle blows.
🇹🇷 Düdük çalar çalmaz oynamayı bırakacağız.


⭐ Özür, teşekkür, yargı bildirme gibi durumlarda kullanılır:

🇺🇸 I beg your pardon, your Grace!
🇹🇷 Affınıza sığınırım, Majesteleri!
🇺🇸 Thank you very much.
🇹🇷 Çok teşekkürler!


⭐ Gelecek zaman zarflarıyla kullanıldığında gelecek zaman bildirmek için kullanılır:

🇺🇸 The festival begins two days later.
🇹🇷 Festival iki gün sonra başlayacak.
🇺🇸 I go to İzmir tomorrow.
🇹🇷 Yarın İzmir’e gideceğim.
🇺🇸 The next train leaves at 08:30.
🇹🇷 Bir sonraki tren 08:30’da kalkacak.
🇺🇸 The English exam starts at 09:00.
🇹🇷 İngilizce sınavı saat dokuzda başlayacak.


Emir cümleleri kurarken simple prenset tense kullanılır.

🇺🇸 Do it!
🇹🇷 Yap!
🇺🇸 Come here!
🇹🇷 Buraya gel!
🇺🇸 Don’t push me!
🇹🇷 Beni zorlama!
🇺🇸 Don’t take me wrong!
🇹🇷 Beni yanlış anlama!


⭐ Fıkra anlatımında kullanılır:

🇺🇸 A man walks into a shop and sees a cute little dog. He asks the shopkeeper, “Does your dog bite?” The shopkeeper says, “No, my dog does not bite.” The man tries to pet the dog and the dog bites him. “Ouch!” He says, “I thought you said your dog does not bite!” The shopkeeper replies, “That is not my dog!”

🇹🇷 Bir adam bir dükkana girer ve sevimli küçük bir köpek görür. Dükkan sahibine “Köpeğiniz ısırır mı?” diye sorar. Dükkan sahibi, “Hayır, köpeğim ısırmaz” der. Adam köpeği okşamaya çalışır ve köpek onu ısırır. “Ah!” “Köpeğinin ısırmadığını söylediğini sanıyordum!” der. Dükkan sahibi, “Bu benim köpeğim değil!” diye cevap verir.

“Simple Present Tense” ile Kullanılan Sıklık Zarfları

Aşağıdaki tabloda temsili derecelerine göre İngilizcede geniş zaman ile kullanılan sıklık zarfları derlenmiştir:

%AdverbZarf
100alwaysdaima, her zaman
90almost alwaysneredeyse her zaman
80generallygenellikle
80usuallygenellikle
70oftensık sık, sıklıkla
70frequentlysık sık, sıklıkla
50as often as notsıkça, sık sık, ekseriya
40-20at timesbazen, ara sıra
40-20sometimesbazen, ara sıra
10occasionallybazen, ara sıra
10from time to timezaman zaman, bazen, ara sıra
10not oftensık değil, bazen
5rarelynadiren, seyrek olarak, ayda yılda bir
5seldomnadiren, seyrek, arada bir
5hardly everhemen hemen hiç, binde bir
0neverasla
İngilizcede Geniş Zaman (Simple Present)

Tablodakileri yaygın kullanım durumlarına göre aşağıdaki gibi filtreleyebiliriz:

  1. always (daima, hep, her zaman)
  2. never (asla, hiç, hiçbir zaman)
  3. often (sık sık, sıklıkla)
  4. sometimes (bazen, ara sıra)
  5. usually (genellikle)

❗ İngilizcede, sıklık zarfları genellikle “to be” fiilinden sonra kullanılırken, diğer fiillerle birlikte kullanıldığında genellikle fiilden önce yer alırlar. Aşağıdaki örnekleri inceleyin:

🇺🇸 I always watch TV after school.
🇹🇷 Okuldan sonra hep televizyon izlerim.
🇺🇸 Maths is sometimes quite difficult.
🇹🇷 Matematik bazen çok zor olabiliyor.


❗ “Sometimes ve “occasionally olumsuz cümlelerde “doesn’t” kelimesinden önce gelir. Bakınız:

🇺🇸 Tom sometimes/occasionally doesn’t watch TV.
🇹🇷 Tom bazen televizyon izlemez.


❗ “Always ve “ever olumsuz cümlelerde “doesn’t” yapısından sonra gelir. Örneğin:

🇺🇸 Tom doesn’t always/ever read at nights.
🇹🇷 Tom geceleri her zaman/hiç okumaz.


❗ “Often“, “generally” ve “usually zarfları olumsuz cümlelerde “doesn’t” kelimesinden önce de kullanılabilir sonra da. Örneğin:

🇺🇸 Tom usually/often doesn’t help his wife in the kitchen.
🇺🇸 Tom doesn’t usually/often help his wife in the kitchen.
🇹🇷 Tom genellikle/çoğu zaman karısına mutfakta yardım etmez.


❗ “Seldom, rarely ve “never zarfları halihazırda olumsuz bir anlam taşıdıkları için olumsuz cümlelerde kullanılmaz. Ancak belirtmek isterim ki, “seldom” ve “rarely” olumlu bir yapıda kullanılabilirken, “never” ile bu yapılamaz.

🇺🇸 Tom seldom/rarely helps his wife in the kitchen.
🇺🇸 Tom never helps his wife in the kitchen.
🇺🇸 Tom doesn’t seldom/rarely/never help his wife in the kitchen.


❗ “Often, usually ve “always” gibi sıklık zarfları, olumlu cümlelerde kullanıldıkları gibi, olumsuz cümlelerde de kullanılabilir. Bakınız:

🇺🇸 I often go to the gym. (+)
🇹🇷 Sık sık spora giderim.
🇺🇸 She usually wakes up early. (+)
🇹🇷 Genellikle erken kalkar.
🇺🇸 They always eat breakfast. (+)
🇹🇷 Her zaman kahvaltı yaparlar.
🇺🇸 I don’t often go to the gym. (-)
🇹🇷 Sık sık spora gitmem.
🇺🇸 She doesn’t usually wake up early. (-)
🇹🇷 Genellikle erken kalkmaz.
🇺🇸 They don’t always eat breakfast. (-)
🇹🇷 Her zaman kahvaltı yapmazlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

😔 Reklam Engelleyicisi 😔

Sitenin varlığını sürdürebilmesi adına, Reklam engelleyicinizi kapatmanızı rica ediyoruz. Mahcubuz ama desteğiniz çok önemli 🙏