İngilizcede “Could” Kip Belirteci
Bu dersimizde, İngilizcede yaygın bir şekilde kullanılan “could” kip belirtecini (modal verbs) detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Konu anlatımımıza kipimizin olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde nasıl kullanıldığını inceleyelerek başlayalım:
➕ | Subject + could + V1 |
➖ | Subject + could not + V1 Subject + couldn’t+ V1 |
❓ | Could + subject + V1 Couldn’t + subject + V1 Could + subject + not + V1 |
❗ İngilizcede “could” kip belirteci, “Silent L” harfine sahip olduğundan “l” harfi telaffuz edilmez. Yani “kud” şeklinde telaffuz ediniz.
İngilizcede “Could” Hangi Durumlarda Kullanılır?
İngilizcede “could” kelimesi, bir modal verb (kip belirteci) olarak çeşitli durumları ifade etmek için kullanılır. “Could” kip belirteci temelde, “can” kip belirtecinin geçmiş zaman hali olarak kabul edilse de, çeşitli bağlamları ifade etmek için kullanılabilmektedir. Adım adım bu kullanımları inceleyelim:
1. Geçmişe ilişkin zihinsel ve fiziksel yetenek ifade etmek için kullanılır.
🇺🇸 When I was young, I could run very fast.
🇹🇷 Gençken çok hızlı koşabilirdim.
🇺🇸 Michael Phillips was such a good swimmer that he could glide through the water like a fish.
🇹🇷 Michael Phillips o kadar iyi bir yüzücüydü ki suda bir balık gibi süzülebiliyordu.
2. Geçmişe başarılmış işleri ifade etmek için kullanılabilir.
🇺🇸 My friend named Anna could understand all John said to her.
🇹🇷 Anna adındaki arkadaşım John’un ona söylediği her şeyi anlayabiliyordu.
🇺🇸 According to some archaeologists, the people died because they could not live in peace.
🇹🇷 Bazı arkeologlara göre insanlar barış içinde yaşayamadıkları için öldüler.
3. Geçmişe başarılamamış işleri ifade etmek için kullanılır.
🇺🇸 Because the Daltons’ clothes were caught in the barbed wire, they could not escape.
🇹🇷 Daltonların kıyafetleri dikenli tellere takıldığı için kaçamadılar.
🇺🇸 Luftwaffe bombarded London again and again but could not break the resistance of the English.
🇹🇷 Luftwaffe Londra’yı tekrar tekrar bombaladı ama İngilizlerin direnişini kıramadı.
4. “Could” bir şey rica etmek veya bir istekte bulunmak için “can” kip belirtecine göre daha nazik bir yol sunar.
🇺🇸 Could you open the window?
🇹🇷 Pencereyi açar mısın?
🇺🇸 Could you speak slower? I can’t catch the words.
🇹🇷 Daha yavaş konuşabilir misin? Kelimeleri yakalayamıyorum.
🇺🇸 Could I talk to you a little bit?
🇹🇷 Seninle biraz konuşabilir miyim?
❗ “Could” ayrıca izin talep etmek için de kullanılabilir ancak bu daha çok nazik veya resmi durumlar için geçerlidir.
🇺🇸 Could I leave early today?
🇹🇷 Bugün erken çıkabilir miyim?
🇺🇸 Could I use your phone for a moment?
🇹🇷 Telefonunu bir anlığına kullanabilir miyim?
🇺🇸 Could we schedule a meeting for tomorrow?
🇹🇷 Yarın için bir toplantı ayarlayabilir miyiz?
5. Yardım önerisi ifade etmek için kullanılabilir:
🇺🇸 I could help you fix your computer.
🇹🇷 Bilgisayarınızı tamir etmenize yardımcı olabilirim.
🇺🇸 I could lend him the money to buy a mobile phone.
🇹🇷 Ona bir cep telefonu alması için borç para verebilirim.
6. Geniş ve gelecek zamana ait olasılık ifade etmek için “could” kullanılabilir:
🇺🇸 It could rain tomorrow. Take your umbrella.
🇹🇷 Yarın yağmur yağabilir. Şemsiyeni al.
🇺🇸 Any future world war could include the nuclear bombing of many big cities in the world.
🇹🇷 Gelecekteki herhangi bir dünya savaşı, dünyadaki birçok büyük şehrin nükleer bombalanmasını içerebilir.
7. Geçmişte olmuş ve artık bir daha olması mümkün olmayan olayları ifade etmek için “could” kullanılabilir.
🇺🇸 Only five years ago you could buy a big house for 100000 TL.
🇹🇷 Sadece beş yıl önce 100000 TL’ye büyük bir ev alabilirdiniz.
🇺🇸 Before the injury, she could run marathons, but now she can’t.
🇹🇷 Sakatlık öncesinde maraton koşabilirdi ama şimdi koşamaz.
🇺🇸 Ten years ago, we could buy a house in this neighborhood for much less, but now it’s too expensive.
🇹🇷 On yıl önce, bu mahallede çok daha ucuza ev alabilirdik ama şimdi çok pahalı.
8. “Could” şartlı cümlelerde, özellikle “if” ile birlikte kullanıldığında olasılıkları ifade etmek için kullanılır.
🇺🇸 If I had time, I could travel the world.
🇹🇷 Zamanım olsa dünya çapında seyahat edebilirdim.
🇺🇸 If you studied harder, you could pass the exam.
🇹🇷 Daha çok çalışırsan sınavı geçebilirsin.
🇺🇸 If we saved enough money, we could travel to Europe next summer.
🇹🇷 Yeterince para biriktirirsek gelecek yaz Avrupa’ya seyahat edebiliriz.