Perfect Modals Konu Anlatımı
İngilizcede “modal verbs” olarak bilinen kip belirteçlerini yazdığımız yazıda onların perfect modals auxiliaries hallerinden de bahsetmiştik.
Her bir konunun ayrı ayrı yazılarda detaylı bir şekilde incelenmiş olduğunu belirtmek isteriz. Bu yazımızda sadece İngilizcedeki modal fiillerin perfect hallerinin kısa bir özeti olacaktır.
Perfect Modals
Modal perfect yardımcı fiilleri perfect yapmak için kullanılan “have + past participle (V3)” yapısının kip belirteciyle beraber kullanılmasından ötürü bu yönde bir adlandırmaya sahiptir.
Bu yapının en bilindik kullanım amacı geçmişte gerçekleşmiş ya da gerçekleşmemiş işleri ifade etmek ya da geçmişe ilişkin varsayımları anlatmaktır.
Her bir perfect modal ayrı ayrı sayfalarda detaylıca anlatılmıştır;
Would have
Would have V3 yapısı gerçeğe aykırı geçmiş zaman ifadelerinde kullanılır.
Cleopatra’s nose, had it been shorter, the whole face of the world would have been changed. Kleopatra’nın burnu, daha kısa olsaydı, tüm dünyanın yüzü değişirdi. |
Must have
Must have V3 yapısı geçmişle alakalı tahmin ifadelerinde kullanılır.
It must have rained last night. Dün gece yağmur yağmış olmalı. |
May have
May have V3 yapısı geçmişle alakalı olasılık ifadelerinde kullanılır.
Anna is late. He may not have woken up. Anna geç kaldı. Uyanmamış olabilir. |
Might have
Might have V3 yapısı geçmişle alakalı olasılık, geçmişte gerçekleşmemiş iş ifadelerinde ya da geçmişle ilgili iş için sitem ifadelerini anlatmak için kullanılır.
He might have told her that he was going into town. Ona kasabaya gideceğini söylemiş olabilir. |
Should have
Should have V3 yapısı geçmişte yapılmamış iş veyahut geçmişle ilgili tahmin ifadelerini anlatmak için kullanılır.
Seko should have worked, instead of living on his wife’s money Seko, karısının parasıyla yaşamak yerine çalışmalıydı |
Could have
Should have V3 yapısı geçmişte yapılmamış iş veyahut geçmişle ilgili olasılık ifadelerini anlatmak için kullanılır.
Rihanna is a so rich and beautiful woman could have married anybody she wanted to. Rihanna o kadar zengin ve güzel bir kadın ki, istediği herkesle evlenebilirdi. |
Can’t have
Can’t have V3 yapısı geçmişle ilgili tahmin ifadelerini anlatmak için kullanılır.
Thomas can’t have written this letter. He doesn’t even know Turkish. Thomas bu mektubu yazmış olamaz. Türkçe bile bilmiyor. |
Couldn’t have
Couldn’t have V3 yapısı can’t have V3 yapısına benzer şekilde geçmişle ilgili tahmin ifadelerini anlatmak için kullanılır.
He couldn’t have driven. He doesn’t even have a license. O araba sürmüş olamaz. Onun ehliyeti bile yok. |
Ought to have
Ought to have V3 yapısı geçmişle ilgili beklenti ve geçmişte yapılmamış iş ifadelerini anlatmak için kullanılır.
I ought to have bought him some food, but I forgot. Ona biraz yiyecek almalıydım ama unuttum. |
Needn’t have
Needn’t have V3 yapısı gerekli olmasa da yapılan ifadeleri anlatmak için kullanılır.
You needn’t have brought your car. Arabanı getirmene gerek yoktu. |
Was/were have
Was/were have V3 yapısı planlanmış fakat yapılmamış ifadeleri anlatmak için kullanılır.
He was to have transferred to Real Madrid, but the coach refused permission at the last moment. Real Madrid’e transfer olacaktı, ancak teknik direktör son anda izin vermedi. |