“Needn’t Have V3” Yapısı
İngilizcede “needn’t have V3” yapısı ile geçmişte bir işin yapılmasının gerekli olmadığı halde yapılmış olduğu anlatılır. Haliyle bir işin gereksizce yapılmış olduğu vurgulanır.
“Needn’t have V3” yapısı, İngilizcede geçmişte yapılan bir eylemin gerekli olmadığını, haliyle yapılmamasının da uygun olacağını ifade etmek istendiğinde kullanılır. Genellikle aşağıdaki durumlarda kullanılır:
❗İngilizcede “needn’t Have V3” yapısı ile “didn’t need to V1” birbirine karıştırılmamalıdır. Zira bu iki yapı arasındaki temel fark, geçmişte yapılmış bir eylemin gerekliliği veya gereksizliği üzerinedir. “Needn’t have” yapısı, eylemin yapıldığını ve gereksiz olduğunu ifade ederken, “didn’t need to” yapısı, eylemin gerekli olmadığını, ancak eylemin yapılmış olup olmadığını belirtmez. Biraz daha detaya inersek aralarındaki fark iyice anlaşılacaktır diye düşünüyorum:
“Needn’t have + V3” yapısı, geçmişte yapılan bir eylemin aslında gerekli olmadığını ifade eder. Yani eylem yapılmış, ancak sonradan bu eylemin gerekli olmadığı anlaşılmıştır. Örneğin, “You needn’t have bought a gift” (Hediye almana gerek yoktu) cümlesi, hediye almanın yapıldığını, ancak bunun gerekli olmadığını gösterir.
Buna karşılık “didn’t need to + V1” yapısı, geçmişte bir eylemin gerekli olmadığını belirtir, ancak bu yapıyı kullanan kişi, eylemin yapıldığını veya yapılmadığını belirtmez. Yani, eylemin yapılmış olabileceği veya yapılmamış olabileceği açık bırakılır. Örneğin, “You didn’t need to buy a gift” (Hediye almana gerek yoktu) cümlesi, hediye almanın gerekli olmadığını söyler, ancak hediye alınıp alınmadığı konusunda bilgi vermez.
Özne | Needn’t | Fiil |
---|---|---|
I, you, we, they, he, she, it | needn’t have | V3 |
🇺🇸 You needn’t have cooked, we could have ordered takeout.
🇹🇷 Yemek yapmana gerek yoktu, dışarıdan sipariş verebilirdik.
🇺🇸 She needn’t have bought a gift, her presence was enough.
🇹🇷 Hediye almasına gerek yoktu, varlığı yeterdi.
🇺🇸 We needn’t have arrived so early, the event was postponed.
🇹🇷 Bu kadar erken gelmemize gerek yoktu, etkinlik ertelendi.
🇺🇸 I needn’t have cleaned the house, they cancelled the visit.
🇹🇷 Evi temizlememe gerek yoktu, ziyareti iptal ettiler.
🇺🇸 We had a dishwasher so you needn’t have washed the dishes.
🇹🇷 Bulaşık makinemiz vardı, bulaşıkları yıkamanıza gerek yoktu.
“Needn’t Have V3” Yapısı Hangi Durumlarda Kullanılır?
1. Geçmişte yapılan bir eylemin aslında gereksiz olduğu durumlarda kullanılır.
🇺🇸 You needn’t have cooked dinner; we were going to eat out tonight.
🇹🇷 Akşam yemeği hazırlamana gerek yoktu; biz dışarıda yemek yiyecektik.
🇺🇸 I needn’t have brought my umbrella. It didn’t rain.
🇹🇷 Şemsiyemi getirmeme gerek yokmuş. Yağmur yağmadı.
🇺🇸 She needn’t have woken up early; the class was canceled.
🇹🇷 Erken uyanmasına gerek yoktu; ders iptal edildi.
🇺🇸 You needn’t have printed all these documents. We only needed one copy.
🇹🇷 Tüm bu belgeleri yazdırmana gerek yoktu. Sadece bir kopya yeterliydi.
2. Birisi iyi niyetle bir şey yapmış, ancak sonradan bu çabanın aslında gereksiz olduğu anlaşılmış.
🇺🇸 You needn’t have washed my car. I was planning to do it myself.
🇹🇷 Arabamı yıkamana gerek yoktu. Ben kendim yapmayı planlıyordum.
🇺🇸 She needn’t have helped me with the project. I had already finished it.
🇹🇷 Projede bana yardım etmesine gerek yoktu. Zaten bitirmiştim.
🇺🇸 They needn’t have booked a hotel; we had enough space in our house.
🇹🇷 Otel ayırtmalarına gerek yoktu; evimizde yeterince yer vardı.
3. Bir eylem ilk başta gerekli gibi görünse de, sonradan gereksiz olduğu fark edilmiştir.
🇺🇸 They needn’t have postponed the meeting; the weather turned out to be fine.
🇹🇷 Toplantıyı ertelemelerine gerek yoktu; hava düzeldi.
🇺🇸 We needn’t have taken a taxi. The bus was on time.
🇹🇷 Taksiye binmemize gerek yoktu. Otobüs zamanında geldi.
🇺🇸 She needn’t have worried about the exam. It was much easier than she expected.
🇹🇷 Sınav için endişelenmesine gerek yokmuş. Beklediğinden çok daha kolaydı.
🇺🇸 I needn’t have bought so much food. Everyone ate very little.
🇹🇷 Bu kadar fazla yemek almama gerek yokmuş. Herkes çok az yedi.