“Üzüntü” Anlatan Kelimeler
Aşağıdaki tabloda, özellikle YDS gibi sınavlarda karşılaşabileceğiniz “üzüntü” anlatan birtakım kelimeler derlenmiştir.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
sadness | üzüntü, hüzün, keder |
sorrow | üzüntü, keder, acı, matem, dert, tasa, gam |
grief | keder, üzüntü, acı, gam, dert |
misery | sefalet, acı, ızdırap, yoksulluk |
melancholy | melankoli, hüzün, bunalım |
despair | umutsuzluk, çaresizlik, ümidini yitirme |
heartache | kalp ağrısı, keder, gönül yarası |
woe | keder, dert, üzüntü, gam |
dejection | keder, moral bozukluğu |
despondency | umutsuzluk, moral bozukluğu |
agony | ızdırap, can çekişme, acı çekme, kıvranma |
mournfulness | keder, hüzün |
regret | pişmanlık, üzüntü, esef, teessüf, vicdan azabı |
lamentation | ağıt, feryat, ağlama, yas |
depression | depresyon, bunalım, buhran, çökme, daralma, kasvet |
🇺🇸 Sadness: His eyes were filled with sadness as he bid farewell to his family.
🇹🇷 Üzüntü: Ailesine veda ederken gözleri üzüntüyle doldu.
🇺🇸 Sorrow: She couldn’t hide her sorrow after the loss of her beloved pet.
🇹🇷 Üzüntü: Sevdiği evcil hayvanını kaybettikten sonra üzüntüsünü gizleyemedi.
🇺🇸 Grief: The community came together to support the family in their time of grief.
🇹🇷 Keder: Topluluk, ailenin kederli anlarında destek olmak için bir araya geldi.
🇺🇸 Misery: The poverty and misery in the slums were eye-opening for the young volunteers.
🇹🇷 Sefalet: Gecekondu bölgelerindeki yoksulluk ve sefalet, genç gönüllüler için göz açıcıydı.
🇺🇸 Melancholy: The melancholy music perfectly suited the mood of the rainy day.
🇹🇷 Melankoli: Melankolik müzik, yağmurlu günün havasına mükemmel uydu.
🇺🇸 Despair: Despite the challenges, she refused to give in to despair.
🇹🇷 Ummutsuzluk: Zorluklara rağmen, umutsuzluğa kapılmayı reddetti.
🇺🇸 Heartache: The betrayal of a close friend can cause a deep heartache.
🇹🇷 Kalp ağrısı: Yakın bir arkadaşın ihaneti derin bir kalp ağrısına neden olabilir.
🇺🇸 Woe: The poet described the woes of war in his powerful verses.
🇹🇷 Keder: Şair, güçlü dizelerinde savaşın kedilerini anlattı.
🇺🇸 Dejection: The team felt dejection after the unexpected defeat in the final match.
🇹🇷 Keder: Takım, final maçındaki beklenmedik yenilginin ardından keder hissetti.
🇺🇸 Despondency: He tried to shake off the despondency that had settled over him after the setback.
🇹🇷 Ummutsuzluk: Başarısızlıktan sonra üzerine çöken umutsuzluğu atmaya çalıştı.
🇺🇸 Agony: The agony of waiting for news about his missing son was unbearable.
🇹🇷 Izdırap: Kayıp oğlu hakkında haber beklemenin ızdırabı dayanılmazdı.
🇺🇸 Mournfulness: The mournfulness in her voice touched everyone’s hearts.
🇹🇷 Keder: Sesindeki keder herkesin kalbini dokundu.
🇺🇸 Regret: He felt a deep regret for not expressing his feelings sooner.
🇹🇷 Pişmanlık: Duygularını daha önce ifade etmemiş olmanın derin bir pişmanlığını hissetti.
🇺🇸 Lamentation: The mourners’ lamentation filled the air at the funeral.
🇹🇷 Ağıt: Cenazede yas tutanların ağıtları havayı doldurdu.
🇺🇸 Depression: The economic depression affected many businesses and households.
🇹🇷 Depresyon: Ekonomik bunalım birçok işletme ve hane halkını etkiledi.