İngilizcede “Öfke” Anlatan Kelimeler

KelimeAnlamı
angeröfke
🇺🇸 The continuous delays in the project sparked anger among the investors.
🇹🇷 Projedeki sürekli gecikmeler yatırımcılar arasında öfkeye neden oldu.
furyöfke, hiddet
🇺🇸 The politician’s controversial remarks caused a public fury.
🇹🇷 Politikacının tartışmalı açıklamaları kamuoyunda büyük bir hiddete yol açtı.
outrageöfke, rezalet, zorbalık
🇺🇸 The proposed law is seen as an outrage against individual rights.
🇹🇷 Önerilen yasa, bireysel haklara karşı bir rezalet olarak görülüyor.
irritationsinirlilik, rahatsızlık, kızgınlık
🇺🇸 The constant noise outside was a source of irritation for the writer.
🇹🇷 Dışarıdaki sürekli gürültü, yazar için bir sinirlilik kaynağıydı.
frustrationhayal kırıklığı, öfke, düş kırıklığı, hüsran
🇺🇸 The team’s repeated failures led to frustration among the fans.
🇹🇷 Takımın tekrarlayan başarısızlıkları, taraftarlar arasında hayal kırıklığına yol açtı.
resentmentalınganlık, kırgınlık,
kin, içerleme, hınç
🇺🇸 He could not hide his resentment towards his colleagues who had betrayed him.
🇹🇷 Ona ihanet eden meslektaşlarına duyduğu alınganlığı gizleyemedi.
animositydüşmanlık, kin, husumet
🇺🇸 Despite their differences, the two leaders tried to put aside their animosity for the sake of peace talks.
🇹🇷 Farklılıklarına rağmen, iki lider barış görüşmeleri uğruna düşmanlıklarını bir kenara koymaya çalıştı.
hostilitydüşmanlık, saldırganlık, karşıtlık
🇺🇸 The hostility between the two nations has been a major obstacle to regional cooperation.
🇹🇷 İki ulus arasındaki düşmanlık, bölgesel işbirliğinin önündeki önemli bir engel olmuştur.
indignationöfke, kızgınlık, haksızlık karşısında öfkelenme
🇺🇸 The unjust treatment of the workers stirred indignation among the public.
🇹🇷 İşçilere yapılan haksız muamele, kamuoyunda öfkeye neden oldu.
exasperationöfke, kızgınlık, çileden çıkma
🇺🇸 The politician expressed his exasperation at the constant media scrutiny.
🇹🇷 Politikacı, sürekli medya denetimine duyduğu öfkeyi ifade etti.
rageöfke, hiddet, kudurma, köpürme, galayan
🇺🇸 The news of the company’s illegal activities sent the stock market into a rage.
🇹🇷 Şirketin yasa dışı faaliyetlerinin haberi, borsayı öfkeye sürükledi.
infuriationöfke, kızgınlık
🇺🇸 The opposition was infuriated by the government’s refusal to listen to their demands.
🇹🇷 Muhalefet, hükümetin taleplerini dinlemeyi reddetmesiyle öfkelendi.
vexationöfke, sinirlilik, gücenme
🇺🇸 The constant interruptions during his speech were a source of vexation for the speaker.
🇹🇷 Konuşması sırasındaki sürekli kesintiler, konuşmacı için bir öfke kaynağıydı.
bitternessacı, kin, öfke
🇺🇸 After the divorce, he could not hide the bitterness in his voice when talking about his ex-wife.
🇹🇷 Boşanmadan sonra, eski eşi hakkında konuşurken sesindeki kini gizleyemedi.
wrathöfke, gazap, hiddet
🇺🇸 The people feared the wrath of the king after the failed rebellion.
🇹🇷 Başarısız isyandan sonra halk, kralın öfkesinden korktu.
Öfke Anlatan Kelimeler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

😔 Reklam Engelleyicisi 😔

Sitenin varlığını sürdürebilmesi adına, Reklam engelleyicinizi kapatmanızı rica ediyoruz. Mahcubuz ama desteğiniz çok önemli 🙏