İngilizcede “Was/were going to” Kullanımı

İngilizcede was/were going to kullanımı, geçmişte yaptığımız ve gerçekleşmemiş veya gelecekte gerçekleşmeyecek olan planları anlatmak üzerinedir.

İngilizcede was/were going to

Alt başlıklar halinde was/were going to anlatımı yapılmıştır. Öncelikli olarak olumlu, olumsuz ve soru cümlelerindeki kullanımını inceleyiniz:

➕ Olumlu cümleler
Subject (I, he, she, it) + was going to + V1
Subject (you, we, they) + were going to + V1

---

➖ Olumsuz cümleler
Subject (I, he, she, it) + was not going to + V1
Subject (I, he, she, it) + wasn’t going to + V1
Subject (you, we, they) + were not going to + V1
Subject (you, we, they) + weren’t going to + V1

---

❓ Soru cümleleri
Was + subject (I, he, she, it) + going to + V1?
Wasn’t + subject (I, he, she, it) + going to + V1?
Were + subject (you, we, they) + going to + V1?
Weren’t + subject (you, we, they) + going to + V1?

Was/were going to Hangi Durumlarda Kullanılır?

Alt başlıklar halinde kullanımı derlenmiştir:

⭐ İşin olup olmadığı bilinmediğinde kullanılır:

🇺🇸 Anna was going to visit her mother yesterday.
🇹🇷 Anna dün annesini ziyaret edecekti. (edip etmediğini bilmiyorum.)
🇺🇸 Maria was going to order food.
🇹🇷 Maria yemek sipariş edecekti. (edip etmediğini bilmiyor.)
🇺🇸 Thomas was going to tell Anna that he loved her.
🇹🇷 Thomas, Anna’ya onu sevdiğini söyleyecekti. (ama söyleyip söylemediği bilinmiyor.)

⭐ Bahsi geçen işin gerçekleşmediği bilindiğinde kullanılır:

🇺🇸 She was going to school when she remembered that it was a holiday.
🇹🇷 Tam okula gidecekti ki tatil olduğunu hatırladı.
🇺🇸 I was going to work that job, but I found a better one.
🇹🇷 O işte çalışacaktım ama daha iyisini buldum.
🇺🇸 She was going to come to Ankara, but at the last moment, she decided to go to Antalya.
🇹🇷 Ankara’ya gelecekti ama son anda Antalya’ya gitmeye karar verdi.

⭐ Geçmişte yapılan planları ifade ederken kullanılır:

🇺🇸 I was just going to make a cup of coffee.
🇹🇷 Sadece bir fincan kahve yapacaktım.
🇺🇸 I was going to buy a mobile phone, but I couldn’t.
🇹🇷 Cep telefonu alacaktım ama alamadım.
🇺🇸 I was going to go on vacation but it was banned due to corona measures.
🇹🇷 Tatile gidecektim ama korona önlemleri nedeniyle yasaklandı.

⭐ Geçmişte daha sonra olacak bir başka geçmiş olayı ifade ederken kullanılır.

🇺🇸 Anna told me he was going to stay with her parents over the weekend.
🇹🇷 Anna hafta sonu anne babasıyla kalacağını söyledi.
🇺🇸 The film I watched at the cinema wasn’t quite as good as I thought it was going to be.
🇹🇷 Sinemada izlediğim film, olacağını düşündüğüm kadar iyi değildi.
🇺🇸 If I had known it was going to be so difficult, I would never have agreed to do it.
🇹🇷 Bu kadar zor olacağını bilseydim, asla kabul etmezdim.