İngilizcenizi Doğal Gösterecek Kalıplar
1. You know
Karşındaki kişinin zaten bildiği veya tahmin ettiği bir şeyden bahsederken kullanılır.
Türkçede: “Hani,” “Şey ya,” “Biliyorsun ya,” “Bilirsin işte”
🇺🇸 A: You know, I was really nervous before the interview.
🇺🇸 B: Yeah, but you handled it like a pro!
🇹🇷 A: Hani o iş görüşmesinden önce çok gergindim ya.
🇹🇷 B: Evet ama profesyonel gibi idare ettin!
Türkçede: “Hani,” “Şey ya,” “Biliyorsun ya,” “Bilirsin işte”
🇺🇸 A: You know, I was really nervous before the interview.
🇺🇸 B: Yeah, but you handled it like a pro!
🇹🇷 A: Hani o iş görüşmesinden önce çok gergindim ya.
🇹🇷 B: Evet ama profesyonel gibi idare ettin!
2. Actually
Gerçekleri düzeltmek ya da beklenmedik bir bilgi vermek için kullanılır.
Türkçede: “Aslında,” “Gerçek şu ki…”
🇺🇸 A: So you liked the movie?
🇺🇸 B: Actually, I fell asleep halfway through.
🇹🇷 A: Filmi beğendin mi?
🇹🇷 B: Aslında yarısında uyuyakaldım.
Türkçede: “Aslında,” “Gerçek şu ki…”
🇺🇸 A: So you liked the movie?
🇺🇸 B: Actually, I fell asleep halfway through.
🇹🇷 A: Filmi beğendin mi?
🇹🇷 B: Aslında yarısında uyuyakaldım.
3. Mind you
Söylenenin ardından, ona zıt veya önemli bir ek yapılacağı zaman kullanılır.
Türkçede: “Ama bak…”, “Gerçi…”, “Şunu da unutma”
🇺🇸 A: The café was empty this morning.
🇺🇸 B: Mind you, it was raining heavily.
🇹🇷 A: Kafe bu sabah bomboştu.
🇹🇷 B: Gerçi, deli gibi yağmur yağıyordu da…
Türkçede: “Ama bak…”, “Gerçi…”, “Şunu da unutma”
🇺🇸 A: The café was empty this morning.
🇺🇸 B: Mind you, it was raining heavily.
🇹🇷 A: Kafe bu sabah bomboştu.
🇹🇷 B: Gerçi, deli gibi yağmur yağıyordu da…
4. As I was saying
Konu bölündükten sonra devam etmek için kullanılır.
Türkçede: “Diyordum ki…”, “Neyse, diyordum ki…”, “Ne diyordum, hah!”
🇺🇸 A: So as I was saying, we really need to redesign the homepage.
🇺🇸 B: Yep, it’s outdated.
🇹🇷 A: Ne diyordum, hah! Ana sayfayı kesinlikle yeniden tasarlamamız lazım.
🇹🇷 B: Aynen, artık eskidi zaten.
Türkçede: “Diyordum ki…”, “Neyse, diyordum ki…”, “Ne diyordum, hah!”
🇺🇸 A: So as I was saying, we really need to redesign the homepage.
🇺🇸 B: Yep, it’s outdated.
🇹🇷 A: Ne diyordum, hah! Ana sayfayı kesinlikle yeniden tasarlamamız lazım.
🇹🇷 B: Aynen, artık eskidi zaten.
5. Come to think of it
O anda bir şeyi hatırlayıp eklemek için kullanılır.
Türkçede: “Aklıma gelmişken…”, “Şimdi düşündüm de…”
🇺🇸 A: I saw Anna yesterday.
🇺🇸 B: Come to think of it, I haven’t seen her in weeks!
🇹🇷 A: Dün Anna’yı gördüm.
🇹🇷 B: Aklıma gelmişken, ben haftalardır görmedim onu!
Türkçede: “Aklıma gelmişken…”, “Şimdi düşündüm de…”
🇺🇸 A: I saw Anna yesterday.
🇺🇸 B: Come to think of it, I haven’t seen her in weeks!
🇹🇷 A: Dün Anna’yı gördüm.
🇹🇷 B: Aklıma gelmişken, ben haftalardır görmedim onu!
6. Basically
Detaylara girmeden özet geçmek için kullanılır.
Türkçede: “Yani…”, “Kısaca…”, “Özetle”
🇺🇸 A: So what happened in the meeting?
🇺🇸 B: Basically, we just agreed to delay the project.
🇹🇷 A: Toplantıda ne oldu peki?
🇹🇷 B: Özetle, projeyi ertelemeye karar verdik sadece.
Türkçede: “Yani…”, “Kısaca…”, “Özetle”
🇺🇸 A: So what happened in the meeting?
🇺🇸 B: Basically, we just agreed to delay the project.
🇹🇷 A: Toplantıda ne oldu peki?
🇹🇷 B: Özetle, projeyi ertelemeye karar verdik sadece.
7. Anyway
Konuyu toparlamak, değiştirmek veya sohbeti bitirmek için kullanılır.
Türkçede: “Her neyse…”, “Neyse…”
🇺🇸 A: That’s enough about politics.
🇺🇸 B: Yeah, anyway, how’s your mom?
🇹🇷 A: Bu kadar siyaset konuştuğumuz yeter.
🇹🇷 B: Evet ya, neyse, annen nasıl bu aralar?
Türkçede: “Her neyse…”, “Neyse…”
🇺🇸 A: That’s enough about politics.
🇺🇸 B: Yeah, anyway, how’s your mom?
🇹🇷 A: Bu kadar siyaset konuştuğumuz yeter.
🇹🇷 B: Evet ya, neyse, annen nasıl bu aralar?
8. By the way
Ana konudan bağımsız bir bilgiyi araya sıkıştırmak için kullanılır.
Türkçede: “Bu arada…”, “Hazır laf açılmışken”, “Yeri gelmişken”
🇺🇸 A: We’ll meet at 7 p.m.
🇺🇸 B: By the way, did you call Sarah?
🇹🇷 A: Saat 7’de buluşuruz.
🇹🇷 B: Bu arada, Sarah’yı aradın mı?
Türkçede: “Bu arada…”, “Hazır laf açılmışken”, “Yeri gelmişken”
🇺🇸 A: We’ll meet at 7 p.m.
🇺🇸 B: By the way, did you call Sarah?
🇹🇷 A: Saat 7’de buluşuruz.
🇹🇷 B: Bu arada, Sarah’yı aradın mı?