Oxford A1 Seviye İngilizce Kelimeler

Oxford’a göre A1 seviyesinde kabul edilen 1076 kelime aşağıdaki tabloda listelenmiştir. Merak ettiğiniz kelimeyi ya da Türkçe anlamını “Kelimeyi ara…” bölümüne yazabilirsiniz.

• adverb: zarf
• adjective: sıfat
• auxiliary verb: yardımcı fiil
• conjunction: bağlaç
• determiner: belirteç
• modal verb: kip belirteci
• noun: isim
• preposition: edat
• pronoun: zamir
• verb: fiil

No	Kelime	Tipi	Anlamı
1	a, an	indefinite article	bir
2	about	adverb	hemen hemen, aşağı yukarı, dair
3	about	preposition	hakkında, nedeniyle, takriben, -den/-dan ötürü
4	above	adverb	üzerine
5	above	preposition	üstünde, yukarısında
6	across	adverb	karşıya, karşıda
7	across	preposition	karşısında, boyunca, üzerinde
8	action	noun	eylem, aksiyon
9	activity	noun	etkinlik, aktivite, faaliyet
10	actor	noun	aktör, erkek oyuncu
11	actress	noun	aktris, kadın oyuncu
12	add	verb	eklemek, ilave etmek, toplamak
13	address	noun	adres
14	adult	noun	yetişkin, olgun
15	advice	noun	nasihat, tavsiye
16	afraid	adjective	korkmuş, kaygılı, ürkmüş
17	after	preposition	ardından, peşinden, sonra
18	afternoon	noun	öğlen
19	again	adverb	tekrar, yine, yeniden
20	age	noun	yaş, çağ, asır
21	ago	adverb	evvel, önce
22	agree	verb	hemfikir olmak, aynı fikirde olmak
23	air	noun	hava
24	airport	noun	hava alanı
25	all	determiner	her, hep
26	all	pronoun	hepsi
27	also	adverb	ayrıca, yine, da/de, üstelik, bir de, aynı zamanda
28	always	adverb	her zaman, hep
29	amazing	adjective	harika, inanılmaz, muhteşem
30	and	conjunction	ve, ile, de/da, ayrıca, bir de
31	angry	adjective	kızgın, sinirli
32	animal	noun	hayvan
33	another	determiner	farklı, ayrı
34	another	pronoun	bir başkası, bir tane daha
35	answer	noun	cevap, yanıt
36	answer	verb	cevap vermek, yanıt vermek, yanıtlamak
37	any	determiner	hiçbir, her ne, her
38	any	pronoun	hiç, herhangi
39	anyone	pronoun	hiçkimse, kimse, biri bile, herhangi bir kimse bile
40	anything	pronoun	hiçbir şey
41	apartment	noun	apartman dairesi, daire
42	apple	noun	elma
43	April	noun	nisan
44	area	noun	alan, bölge, saha
45	arm	noun	kol
46	around	adverb	etrafında, civarında, görünürlerde, ortalıkta
47	around	preposition	gibi
48	arrive	verb	varmak ulaşmak
49	art	noun	sanat
50	article	noun	makale, artikel
51	artist	noun	artist, sanatçı
52	as	preposition	gibi, için, olarak
53	ask	verb	soru sormak, sormak, istemek, çağırmak, davet etmek
54	at	preposition	de/da, üzerine, -e/-a, -den/-dan
55	August	noun	ağustos
56	aunt	noun	hala, teyze, yenge
57	autumn	noun	kış
58	away	adverb	uzakta
59	baby	noun	bebek
60	back	adverb	geriye, karşılık olarak, geçmişte
61	back	noun	sırt, arka, arka taraf, arka kısım
62	bad	adjective	kötü
63	bag	noun	çanta
64	ball	noun	top
65	banana	noun	muz
66	band	noun	bant, şerit, bando, müzik gurubu
67	bank	noun	bank, banka
68	bath	noun	banyo, küvet, hamam
69	bathroom	noun	banyo
70	be	verb	olmak
71	be	auxiliary verb
72	beach	noun	sahil, kumsal
73	beautiful	adjective	güzel, tatlı, hoş
74	because	conjunction	çünkü, -den/-dan dolayı
75	become	verb	olmak, dönüşmek, haline gelmek
76	bed	noun	yatak
77	bedroom	noun	yatak odası
78	beer	noun	bira
79	before	preposition	önce, öncesinde
80	begin	verb	başlamak
81	beginning	noun	başlama, başlatma, başlangıç noktası
82	behind	adverb	ardında, geride
83	behind	preposition	gerisinde, arkasında
84	believe	verb	inanmak
85	below	adverb
86	below	preposition
87	best	adjective	en iyi
88	better	adjective	daha iyi
89	between	preposition	arasında
90	bicycle	noun	bisiklet
91	big	adjective	büyük
92	bike	noun	bisiklet
93	bill	noun	fatura
94	bird	noun	kuş
95	birthday	noun	doğum günü
96	black	adjective	siyah, kara
97	black	noun	siyah
98	blog	noun	blog
99	blonde	adjective	sarışın kadın
100	blue	adjective	keyifsiz, hüzünlü, morali bozuk, mavi
101	blue	noun	mavi
102	boat	noun	bot, tekne
103	body	noun	vücut, gövde, ceset, beden
104	book	noun	kitap
105	boot	noun	bot, çizme
106	bored	adjective	sıkkın, sıkılmış, canı sıkılmış
107	boring	adjective	sıkıcı, can sıkıcı
108	born	verb	doğmak
109	both	determiner	ikisi de, her ikisi de
110	both	pronoun	iki, her iki
111	bottle	noun	şişe
112	box	noun	kutu
113	boy	noun	erkek çocuk, delikanlı, oğlan, oğlan çocuğu
114	boyfriend	noun	erkek arkadaş, sevgili
115	bread	noun	ekmek
116	break	noun	mola, ara, kırılma
117	break	verb	kırmak, bozmak
118	breakfast	noun	kahvaltı
119	bring	verb	getirmek
120	brother	noun	erkek kardeş, abi, birader
121	brown	adjective	kahverengi
122	brown	noun	kahverengi
123	build	verb	inşa etmek, kurmak
124	building	noun	bina
125	bus	noun	otobüs
126	business	noun	iş, işletme, mesele
127	busy	adjective	meşgul, yoğun, işlek
128	but	conjunction	ama, fakat
129	butter	noun	tereyağı
130	buy	verb	satın almak
131	by	preposition	vasıtasıyla, aracılığıyla, yoluyla, ile, göre, tarafından
132	bye!	exclamation	hoşçakal!
133	cafe	noun	kafe
134	cake	noun	kek, pasta
135	call	noun	arama, çağrı
136	call	verb	aramak, çağırmak, telefon etmek
137	camera	noun	kamera
138	can	modal verb
139	cannot	modal verb
140	capital	adjective	başkent, sermaye, kapital, BÜYÜK HARF
141	capital	noun	büyük, idamlık
142	car	noun	araba
143	card	noun	kart
144	career	noun	kariyer
145	carrot	noun	havuç
146	carry	verb	taşımak, götürmek
147	cat	noun	kedi
148	CD	noun	CD
149	cent	noun	sent
150	centre	noun	merkez
151	century	noun	asır, yüzyıl
152	chair	noun	sandalye
153	change	noun	değişim, değişiklik, para üstü, bozuk para
154	change	verb	değişmek, değiştirmek
155	chart	noun	çizelge, şema, tablo
156	cheap	adjective	ucuz, bayağı, kalitesiz, adi
157	check	verb	kontrol etmek, denetlemek, muayene etmek
158	cheese	noun	peynir
159	chicken	noun	tavuk
160	child	noun	çocuk
161	chocolate	noun	çikolata
162	choose	verb	seçmek, tercih etmek, istemek
163	cinema	noun	sinema
164	city	noun	şehir
165	class	noun	ders, cins, kalite, sınıf
166	classroom	noun	sınıf, derslik
167	clean	adjective	temiz
168	clean	verb	temizlemek
169	climb	verb	tırmanmak
170	clock	noun	saat, duvar saati
171	close	verb	kapatmak
172	clothes	noun	kıyafet
173	club	noun	kulüp
174	coat	noun	kaban. Mont, ceket, palto
175	coffee	noun	kahve
176	cold	adjective	soğuk, soğukkanlı
177	cold	noun	üşüme, nezle, soğuk algınlığı, soğukluk
178	college	noun	kolej
179	colour, color	noun	renk
180	come	verb	gelmek
181	common	adjective	yaygın, sıradan, ortak, kamusal, olağan
182	company	noun	firma, şirket, arkadaşlık, eşlik etme
183	compare	verb	karşılaştırmak
184	complete	adjective	tam, bütün, eksiksiz
185	complete	verb	tamamlamak, bitirmek
186	computer	noun	bilgisayar
187	concert	noun	konser, ittifak, birleşme
188	conversation	noun	konuşma, sohbet, görüşme
189	cook	verb	pişirmek, yemek yapmak
190	cooking	noun	mutfak, aşçılık, pişirme
191	cool	adjective	serin, havalı
192	correct	adjective	doğru, yerinde
193	correct	verb	düzeltmek
194	cost	noun	maliyet, masraf, ücret, bedel
195	cost	verb	mal olmak
196	could	modal verb
197	country	noun	taşra, memleket, ülke, yurt
198	course	noun	kurs
199	cousin	noun	kuzen
200	cow	noun	inek
201	cream	noun	krema
202	create	verb	yaratmak, oluşturmak
203	culture	noun	kültür
204	cup	noun	kupa, fincan
205	customer	noun	müşteri
206	cut	verb	kesmek
207	dad	noun	baba
208	dance	noun	dans
209	dance	verb	dans etmek
210	dancer	noun	dansçı
211	dancing	noun	dans etme, oynama
212	dangerous	adjective	tehlikeli
213	dark	adjective	koyu, karanlık, kasvetli, esmer
214	date	noun	tarih
215	daughter	noun	kız evlat
216	day	noun	gün
217	dear	adjective	değerli, saygın, sayın
218	December	noun	aralık
219	decide	verb	karar vermek
220	delicious	adjective	lezzetli
221	describe	verb	tarif etmek, tanımlamak, tasvir etmek
222	description	noun	tasvir, betimleme
223	design	noun	dizayn, tasarım
224	design	verb	dizayn etmek, tasarlamak
225	desk	noun	masa
226	detail	noun	detay
227	dialogue	noun	diyalog, konuşma, iletişim, söyleşme
228	dictionary	noun	sözlük
229	die	verb	ölmek
230	diet	noun	diyet
231	difference	noun	fark, ayrım, anlaşmazlık, farklılık
232	different	adjective	farklı
233	difficult	adjective	zor
234	dinner	noun	akşam yemeği
235	dirty	adjective	kirli
236	discuss	verb	tartışmak, ele almak, münakaşa etmek, müzakere etmek
237	dish	noun	tabak, yemek, kap
238	do	verb	yapmak
239	do	auxiliary verb
240	doctor	noun	doktor
241	dog	noun	köpek
242	dollar	noun	dolar
243	door	noun	kapı
244	down	adverb	aşağıya doğru, aşağıya
245	down	preposition	altında, boyunca
246	downstairs	adverb	alt katta, aşağı katta
247	draw	verb	çizmek
248	dress	noun	elbise, kıyafet
249	dress	verb	elbise giymek, giyinmek, giymek
250	drink	noun	içecek
251	drink	verb	içmek
252	drive	verb	sürmek
253	driver	noun	sürücü, şoför
254	during	preposition	boyunca, esnasında, esnasınca
255	DVD	noun	DVD
256	each	adverb	her
257	each	determiner	her bir, her
258	each	pronoun	her biri, tanesi, adam başına
259	ear	noun	kulak
260	early	adjective	erken, erkenci
261	early	adverb	önce
262	east	adjective	doğu
263	east	adverb	doğuya doğrui doğusunda
264	east	noun	Doğu
265	easy	adjective	kolay, basit, zahmetsiz
266	eat	verb	yemek
267	egg	noun	yumurta
268	eight	number	sekiz
269	eighteen	number	on sekiz
270	eighty	number	seksen
271	elephant	noun	fil
272	eleven	number	on bir
273	else	adverb	başka
274	email	noun	e-posta
275	email	verb	e-posta atmak, e-posta göndermek
276	end	noun	son, uç
277	end	verb	son bulmak, sona ermek, son vermek, son verdirmek, bitmek, bitirmek
278	enjoy	verb	eğlenmek
279	enough	adverb	yetecek kadar, yeterince
280	enough	determiner	yeterli, kafi, yeter
281	enough	pronoun	yeterince
282	euro	noun	avro, Avrupa
283	even	adverb	bile, hatta
284	evening	noun	akşam
285	event	noun	olay, vaka, etkinlik
286	ever	adverb	asla, hiç, daima, giderek, hep, gelmiş geçmiş, gitgide, durmadan
287	every	determiner	her bir, her, bütün, tüm
288	everybody	pronoun	herkes, millet
289	everyone	pronoun	herkes, millet
290	everything	pronoun	her şey
291	exam	noun	sınav
292	example	noun	örnek, numune
293	excited	adjective	heyecanlı
294	exciting	adjective	heyecan verici
295	exercise	noun	egzersiz, alıştırma
296	exercise	verb	egzersiz yapmak, alıştırma yapmak
297	expensive	adjective	pahalı
298	explain	verb	açıklamak
299	extra	adjective	ekstra, ilave, ek
300	eye	noun	göz
301	face	noun	yüz, sima, surat, yüz ifadesi
302	fact	noun	gerçek, olgu, durum
303	fall	verb	düşmek
304	false	adjective	yanlış, sahte, düzmece
305	family	adjective	ailece, ailevi
306	family	noun	aile, akraba, familya
307	famous	adjective	ünlü, meşhur
308	fantastic	adjective	fantastik, şahane, harika, olağanüstü
309	far	adverb	kadar, çok, epey
310	farm	noun	çiftlik
311	farmer	noun	çiftçi
312	fast	adjective	hızlı, süratli, çabuk
313	fast	adverb	hızlıca, çabucak
314	fat	adjective	şişko, tombul, kilolu
315	father	noun	baba
316	favourite	adjective	en çok beğenilen, makbul bulunan, tercih edilen
317	favourite	noun	favori, gözde
318	February	noun	şubat
319	feel	verb	hissetmek, anlamak, gibi gelmek
320	feeling	noun	his, duygu
321	festival	noun	festival, bayram, şenlik
322	few	adjective	az
323	few	determiner	birkaç
324	few	pronoun	birkaç, biraz
325	fifteen	number	on beş
326	fifth	ordinal number	beşinci
327	fifty	number	elli
328	fill	verb	doldurmak
329	film	noun	film
330	final	adjective	final
331	find	verb	bulmak
332	fine	adjective	iyi, hoş, güzel
333	finish	verb	bitirmek
334	fire	noun	ateş
335	first	adverb	önce, ilkin, ilk olarak
336	first	determiner	ilk, birinci
337	first	ordinal number	birinci
338	fish	noun	balık
339	five	number	beş
340	flat	noun	düz, yassı, apartman dairesi
341	flight	noun	uçuş, uçma, uçak seferi, kaçış, vınlama
342	floor	noun	yer, kat, zemin, taban
343	flower	noun	çiçek
344	fly	verb	uçmak, kaçmak, vınlamak
345	follow	verb	takip etmek
346	food	noun	besin, yiyecek, gıda
347	foot	noun	ayak
348	football	noun	futbol
349	for	preposition	için
350	forget	verb	unutmak
351	form	noun	form, biçim, şekil
352	form	verb	biçimlendirmek, oluşturmak, form vermek
353	forty	number	kırk
354	four	number	dört
355	fourteen	number	on dört
356	fourth	ordinal number	kırkıncı
357	free	adjective	beleş, parasız, ücretsiz, bağımsız, özgür, hür
358	Friday	noun	Cuma
359	friend	noun	arkadaş
360	friendly	adjective	arkadaşca, dostça
361	from	preposition	-den/-dan
362	front	adjective	ön taraf, ön, paravan
363	front	noun	ön taraf, ön
364	fruit	noun	meyve
365	full	adjective	ful, dolu
366	fun	noun	eğlence, zevk, eğlenme, keyif
367	funny	adjective	eğlenceli, zevkli, keyifli
368	future	noun	gelecek, istikbal
369	game	noun	oyun, karşılaşma, maç
370	garden	noun	bahçe
371	geography	noun	coğrafya
372	get	verb	elde etmek, almak, kazanmak, bulmak, edinmek
373	girl	noun	kız
374	girlfriend	noun	kız arkadaş
375	give	verb	vermek
376	glass	noun	cam, bardak, kadeh
377	go	verb	gitmek
378	good	adjective	iyi
379	goodbye	exclamation	güle güle, hoşça kal, elveda
380	goodbye	noun	elveda
381	grandfather	noun	dede, büyük baba
382	grandmother	noun	nine, büyük anne
383	grandparent	noun	büyükbaba ve büyükanne
384	great	adjective	mükemmel, müthiş, büyük, harika, çok iyi, uzun boylu
385	green	adjective	yeşil
386	green	noun	yeşil, yeşillik
387	grey	adjective	gri
388	grey	noun	gri
389	group	noun	grup, topluluk
390	grow	verb	büyümek, yetişmek, yetiştirmek, büyütmek
391	guess	noun	tahmin
392	guess	verb	tahmin etmek, tahminde bulunmak
393	guitar	noun	gitar
394	gym	noun	spor salonu, jimnastik
395	hair	noun	saç, kıl, tüy
396	half	determiner	yarım, yarı
397	half	noun	devre, ortak
398	half	pronoun	kısmen, hemen hemen
399	hand	noun	el
400	happen	verb	meydana gelmek, olmak
401	happy	adjective	mutlu
402	hard	adjective	zor, çetin, katı, kireçli
403	hard	adverb	zorlu, zahmetli, güçlükle, sertçe, sert
404	hat	noun	şapka
405	hate	verb	nefret etmek
406	have	verb	sahip olmak
407	have to	modal verb
408	he	pronoun	o (eril)
409	head	noun	kafa, baş
410	health	noun	sağlık
411	healthy	adjective	sağlıklı
412	hear	verb	duymak, işitmek
413	hello	exclamation	merhaba
414	hello	noun	merhaba
415	help	noun	yardım
416	help	verb	yardım etmek
417	her	determiner	onun (dişil)
418	her	pronoun	ona (dişil)
419	here	adverb	burada, burası
420	hey!	exclamation	hey!
421	hi	exclamation	merhaba
422	high	adjective	yüksek, üst, yüce
423	him	pronoun	ona (eril)
424	his	determiner	onun (eril)
425	history	noun	tarih, geçiş, tarih dersi
426	hobby	noun	hobi
427	holiday	noun	tatil günü, izin, bayram
428	home	adverb	evde, eve
429	home	noun	yuva, vatan, yurt
430	homework	noun	ev ödevi
431	hope	verb	umut etmek, umutlanmak, ümitlenmek, ümit etmek, ummak
432	horse	noun	at
433	hospital	noun	hastane
434	hot	adjective	kızgın, acı, ateşli, sıcak, hararetli, kızışmış, aşırı öfkeli
435	hotel	noun	hotel
436	hour	noun	saat
437	house	noun	ev
438	how	adverb	nasıl
439	however	adverb	bununla birlikte, ne kadar, nasıl, bununla beraber, ancak, gelgelelim
440	hundred	number	yüz, 100
441	hungry	adjective	aç
442	husband	noun	koca, eş
443	I	pronoun	ben
444	ice	noun	buz
445	ice cream	noun	dondurma
446	idea	noun	fikir, düşünce, görüş
447	if	conjunction	eğer
448	imagine	verb	hayal etmek, hayal kurmak
449	important	adjective	önemli
450	improve	verb	geliştirmek
451	in	adverb	içeri, içeride
452	in	preposition	içinde
453	include	verb	dahil etmek, içermek, kapsamak
454	information	noun	bilgi, danışma, haber, istihbarat
455	interest	noun	çıkar, menfaat, alaka, ilgi, önem
456	interest	verb	ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilginç gelmek
457	interested	adjective	alakalı, ilgili, alakadar
458	interesting	adjective	ilginç
459	internet	noun	internet
460	interview	noun	görüşme, mülakat, röportaj
461	interview	verb	görüşme yapmak, mülakat yapmak, röportaj yapmak, görüşmek
462	into	preposition	içine, içine doğru, içeriye doğru
463	introduce	verb	tanıtmak, tanıştırmak, takdim etmek
464	island	noun	ada
465	it	pronoun	o (nötr)
466	its	determiner	onun (nötr)
467	jacket	noun	ceket
468	January	noun	ocak
469	jeans	noun	kot, kot pantolon
470	job	noun	iş
471	join	verb	birleştirmek, katılmak, üye olmak, bağlamak
472	journey	noun	seyahat
473	juice	noun	meyve suyu
474	July	noun	temmuz
475	June	noun	haziran
476	just	adverb	yalnızca, anca, hemen, biraz önce, az kalsın, ancak, daha yeni
477	keep	verb	tutmak, saklamak, muhafaza etmek
478	key	adjective	en önemli
479	key	noun	anahtar, kilit nokta
480	kilometre	noun	kilometre
481	kind	noun	tür, çeşit, cins
482	kitchen	noun	mutfak
483	know	verb	bilmek
484	land	noun	arazi, toprak, arsa, yer
485	language	noun	dil, lisan
486	large	adjective	iri, geniş, büyük, kocaman
487	last	determiner	sonuncu, son
488	late	adjective	gecikmiş, son, rahmetli
489	late	adverb	geç, geç vakte kadar
490	later	adverb	sonradan, sonraki, daha sonra
491	laugh	noun	gülme, gülüş, kahkaha
492	laugh	verb	gülmek, kahkaha atmak
493	learn	verb	öğrenmek
494	leave	verb	ayrılmak, terk etmek
495	left	adjective	sol
496	left	adverb	sola
497	left	noun	sol taraf, sol görüş
498	leg	noun	bacak, ayak
499	lesson	noun	ders, azarlama
500	let	verb	izin vermek, müsaade etmek
501	letter	noun	mektup, harf
502	library	noun	kütüphane
503	lie	verb	yalan söylemek
504	life	noun	yaşam, hayat
505	light	adjective	açık, hafif
506	light	noun	aydınlık, ışık
507	like	preposition	gibi
508	like	verb	sevmek, hoşlanmak hoşuna gitmek
509	line	noun	satır, hat, çizgi, sıra, kuyruk
510	lion	noun	aslan
511	list	noun	liste
512	list	verb	listelemek
513	listen	verb	dinlemek
514	little	adjective	ufak, az, küçük
515	little	determiner	biraz
516	little	pronoun	çok az şey, çok azını
517	live	verb	yaşamak, ikamet etmek, oturmak, geçinmek, hayatta kalmak
518	local	adjective	lokal, yerel, yerli
519	long	adjective	uzun
520	long	adverb	uzun zamandır, epeydir, çoktandır
521	look	verb	bakmak
522	lose	verb	kaybetmek, yitirmek, mağlup olmak
523	lot	adverb	çok, toplu
524	lot	determiner	çok
525	lot	pronoun	çoğu
526	love	noun	sevda, aşk, sevgi
527	love	verb	sevmek, çok sevmek, bayılmak
528	lunch	noun	öğle yemeği
529	machine	noun	makine
530	magazine	noun	magazin
531	main	adjective	başlıca, ana, asıl, esas
532	make	verb	yapmak, etmek
533	man	noun	adam
534	many	determiner	birçok, bir hayli, bir yığın, bir sürü
535	many	pronoun	birçoğu, çoğu, bir sürüsü
536	map	noun	harita
537	March	noun	mart
538	market	noun	market, pazar, borsa
539	married	adjective	evli
540	match	noun	maç, kibrit, eş, denk, karşılaşma
541	match	verb	eşleştirmek
542	May	noun	mayıs
543	maybe	adverb	belki, bir ihtimal
544	me	pronoun	beni
545	meal	noun	yemek, öğün
546	mean	verb	anlamak, anlamına gelmek
547	meaning	noun	anlam, mana, amaç
548	meat	noun	et
549	meet	verb	tanışmak, buluşmak, karşılaşmak
550	meeting	noun	toplantı, buluşma, görüşme
551	member	noun	üye
552	menu	noun	menü
553	message	noun	mesaj
554	metre	noun	metre
555	midnight	noun	gece yarısı
556	mile	noun	mil
557	milk	noun	süt
558	million	number	milyon
559	minute	noun	dakika
560	miss	verb	kaçırmak, özlemek, ıskalamak
561	mistake	noun	hata, yanlış
562	model	noun	model
563	modern	adjective	modern
564	moment	noun	an
565	Monday	noun	pazartesi
566	money	noun	para
567	month	noun	ay
568	more	adverb	daha, ayrıca,
569	more	determiner	daha fazla, büyük
570	more	pronoun	daha fazla, daha
571	morning	noun	sabah, sabah vakti
572	most	adverb	birçoğu, çoğunluğu, çoğu, çok, en çok
573	most	determiner	en çok, pek çok
574	most	pronoun	çoğu kişi
575	mother	noun	ana, anne
576	mountain	noun	dağ
577	mouse	noun	fare
578	mouth	noun	ağız
579	move	verb	taşınmak, hareket etmek
580	movie	noun	film
581	much	adverb	fazla, çok, pek, ne kadar
582	much	determiner	fazla
583	much	pronoun	çok, pek
584	mum	noun	anne
585	museum	noun	müze
586	music	noun	müzik
587	must	modal verb
588	my	determiner	benim
589	name	noun	isim, ad
590	name	verb	adlandırmak, isim vermek, isimlendirmek
591	natural	adjective	doğal, doğuştan
592	near	adjective	yakın, yanında
593	near	adverb	yakın, yaklaşık olarak, yakınında, neredeyse, civarında
594	near	preposition	yanına, yanında
595	need	verb	ihtiyacı olmak
596	negative	adjective	olumsuz, negatif
597	neighbour	noun	komşu
598	never	adverb	asla
599	new	adjective	yeni
600	news	noun	haber, gazete
601	newspaper	noun	gazete
602	next	adjective	önümüzdeki, bundan sonraki, bir dahaki
603	next	adverb	bundan sonra, daha sonra, neredeyse
604	next to	preposition	sonraki
605	nice	adjective	sevimli, güzel, hoş, nazik, kibar, tatlı
606	night	noun	gece
607	nine	number	dokuz, 9
608	nineteen	number	on dokuz, 19
609	ninety	number	doksan, 90
610	no	determiner	hiç
611	no!	exclamation	hayır!
612	no one	pronoun	hiç kimse
613	nobody	pronoun	hiç kimse
614	north	adjective	kuzey
615	north	adverb	kuzeye doğru, kuzeyde
616	north	noun	Kuzey
617	nose	noun	burun
618	not	adverb	değil
619	note	noun	not
620	nothing	pronoun	hiçbir şey
621	November	noun	kasım
622	now	adverb	şimdi, şu an
623	number	noun	sayı
624	nurse	noun	hemşire
625	o’clock	adverb	saat, saate göre
626	object	noun	nesne
627	October	noun	ekim
628	of	preposition	hakkında, ile ilgili, -in/-ın, -nin/-nın
629	off	adverb	dışında, uzakta, açıkta, kapalı, izinli
630	off	preposition	uzak
631	office	noun	ofis
632	often	adverb	sık sık, çoğu kez, çoğunlukla
633	oh!	exclamation	ah!
634	OK	adjective	iyi, makbul
635	OK	adverb	yeterli
636	OK	exclamation	pekala, tamam, olur, kabul
637	old	adjective	eski, yaşlı
638	on	adverb	halinde, kıyısında, hususunda, ile ilgili
639	on	preposition	üzerinde
640	once	adverb	bir kere, bir kez, bir zamanlar, bir defasında
641	one	determiner	bir
642	one	number	bir, 1
643	one	pronoun	biri, birisi, birine, birini
644	onion	noun	soğan
645	online	adjective	çevrim içi, bağlantılı
646	online	adverb	internete bağlı şekilde
647	only	adjective	tek, biricik, yegane
648	only	adverb	sırf, yalnızca, sadece
649	open	adjective	geniş, açık, yeni fikirlere açık
650	open	verb	açmak
651	opinion	noun	fikir, düşünce, görüş
652	opposite	adjective	zıt, aksi, karşı, karşıt, hilaf
653	opposite	adverb	karşıda
654	opposite	noun	rakip, düşman, zıt
655	opposite	preposition	karşısında
656	or	conjunction	veya, ya da
657	orange	adjective	turuncu
658	orange	noun	portakal
659	order	noun	emir, sıra, düzen, sipariş
660	order	verb	emretmek, emir vermek, sipariş vermek, ısmarlamak
661	other	adjective	öbür, öteki, başka
662	other	pronoun	diğeri, öteki, başkası
663	our	determiner	bizim
664	out	adverb	dışarıda, dışarı
665	out	preposition	dışında, -den/-dan dışarıya
666	outside	adverb	dışarı, dışarısı, dışarıya, dışarıda
667	over	adverb	yeniden, baştan sona, tekrar, yine
668	over	preposition	üstünde, ile ilgili, boyunca, üzerinde
669	own	adjective	özel, kendine özgü
670	own	pronoun	kendi
671	page	noun	sayfa
672	paint	noun	boya
673	paint	verb	boyamak
674	painting	noun	resim, tablo, boyama
675	pair	noun	çift, eş
676	paper	noun	kağıt, gazete
677	paragraph	noun	paragraf
678	parent	noun	ebeveyn
679	park	noun	park
680	park	verb	park etmek
681	part	noun	bölüm, part
682	partner	noun	partner, ortak
683	party	noun	parti
684	passport	noun	pasaport
685	past	adjective	geçmiş, geçen, önceki
686	past	noun	mazi, öte
687	past	preposition	ötesinde, geçe
688	pay	verb	ödemek
689	pen	noun	dolma kalem
690	pencil	noun	kurşun kalem
691	people	noun	insan
692	pepper	noun	biber
693	perfect	adjective	kusursuz, mükemmel
694	period	noun	dönem, devre, periyot
695	person	noun	insan, kişi
696	personal	adjective	kişisel
697	phone	noun	telefon
698	phone	verb	telefon etmek, aramak
699	photo	noun	foto, fotoğraf
700	photograph	noun	fotoğraf
701	phrase	noun	deyim, ifade, öbek
702	piano	noun	piyano
703	picture	noun	resim
704	piece	noun	tane, parça
705	pig	noun	domuz
706	pink	adjective	pembe
707	pink	noun	pembe
708	place	noun	yer, mekan
709	plan	noun	plan
710	plan	verb	plan yapmak, planlamak
711	plane	noun	uçak
712	plant	noun	bitki
713	play	noun	oyun, piyes
714	play	verb	oynamak, çalmak
715	player	noun	oyuncu
716	please!	exclamation	lütfen!
717	point	noun	nokta, puan, maksat, ana fikir
718	police	noun	polis
719	policeman	noun	polis, polis memuru
720	pool	noun	havuz
721	poor	adjective	kötü, fakir, zavallı, yoksul
722	popular	adjective	popüler
723	positive	adjective	positif, artı
724	possible	adjective	mümkün, muhtemel, olası
725	post	noun	posta
726	post	verb	postalamak
727	potato	noun	patates
728	pound	noun	paund
729	practice	noun	pratik
730	practise	verb	pratik yapmak
731	prefer	verb	tercih etmek, seçmek, yeğlemek
732	prepare	verb	hazırlanmak
733	present	adjective	mevcut, var
734	present	noun	şimdiki zaman, hediye
735	pretty	adjective	şirin, tatlı, güzel, hoş, çekici
736	pretty	adverb	oldukça, bir hayli, baya
737	price	noun	bedel, fiyat, ücret
738	probably	adverb	galiba, muhtemelen, herhalde
739	problem	noun	problem, sorun
740	product	noun	ürün
741	programme	noun	program, plan
742	project	noun	proje
743	purple	adjective	mor
744	purple	noun	mor
745	put	verb	koymak, indirmek, atmak, sokmak, yerleştirmek
746	quarter	noun	çeyrek, on beş dakika
747	question	noun	sorun
748	quick	adjective	hızlı
749	quickly	adverb	hızlıca
750	quiet	adjective	sessiz
751	quite	adverb	sessizce
752	radio	noun	radyo
753	rain	noun	yağmur
754	rain	verb	yağmur yağmak
755	read	verb	okumak
756	reader	noun	okuyucu
757	reading	noun	okuma
758	ready	adjective	hazır
759	real	adjective	gerçek, harbi
760	really	adverb	gerçekten, harbiden
761	reason	noun	neden, sebep
762	red	adjective	kırmızı
763	red	noun	kırmızı
764	relax	verb	rahatlamak
765	remember	verb	hatırlamak
766	repeat	verb	tekrar etmek
767	report	noun	rapor
768	restaurant	noun	restoran
769	result	noun	sonuç
770	return	noun	dönüş
771	return	verb	dönmek, geri gelmek
772	rice	noun	pirinç
773	rich	adjective	zengin
774	ride	verb	sürmek
775	right	adjective	doğru, haklı, tamam, düzgün, yolunda, uygun
776	right	adverb	doğrudan doğruya, tam olarak, hemen, doğruca, sağa, sağa doğru
777	right	noun	sağ, hak, yetki
778	river	noun	nehir, ırmak
779	road	noun	yol
780	room	noun	oda
781	routine	noun	rutin
782	rule	noun	kural, prensip
783	run	verb	koşmak, tükenmek
784	sad	adjective	üzgün, hüzünlü, üzücü, acıklı, hazin
785	salad	noun	salata
786	salt	noun	tuz
787	same	adjective	aynı, eşit, benzer
788	same	adverb	tıpkı, aynı şekilde, benzer şekilde
789	same	pronoun	tıpkısı, aynısı
790	sandwich	noun	sandiviç
791	Saturday	noun	Cumartesi
792	say	verb	söylemek
793	school	noun	okul, mektep
794	science	noun	bilim
795	scientist	noun	bilim insanı
796	sea	noun	deniz
797	second	determiner	ikinci olarak
798	second	noun	saniye, an
799	second	ordinal number	ikinci, 2.
800	section	noun	kesit, bölüm, kısım, bölge, parça
801	see	verb	görmek
802	sell	verb	satmak
803	send	verb	göndermek
804	sentence	noun	cümle
805	September	noun	eylül
806	seven	number	yedi, 7
807	seventeen	number	on yedi, 17
808	seventy	number	yetmiş, 70
809	share	verb	paylaşmak
810	she	pronoun	o (dişil)
811	sheep	noun	koyun
812	shirt	noun	gömlek
813	shoe	noun	ayakkabı
814	shop	noun	mağaza, dükkan
815	shop	verb	alışveriş yapmak
816	shopping	noun	alışveriş
817	short	adjective	kısa, kısa boylu
818	should	modal verb
819	show	noun	şov, gösteri
820	show	verb	göstermek, sergilemek
821	shower	noun	duş, sağanak
822	sick	adjective	midesi bulanmış, hasta
823	similar	adjective	benzer
824	sing	verb	şarkı söylemek, ötmek, şakımak
825	singer	noun	şarkıcı
826	sister	noun	kız kardeş
827	sit	verb	oturmak
828	situation	noun	durum
829	six	number	altı, 6
830	sixteen	number	on altı, 16
831	sixty	number	altmış, 60
832	skill	noun	yetenek, beceri, ustalık
833	skirt	noun	etek
834	sleep	verb	uyumak
835	slow	adjective	yavaş
836	small	adjective	ufak
837	snake	noun	yılan
838	snow	noun	kar
839	snow	verb	kar yağmak
840	so	adverb	bu yüzden, böyle, bu nedenle, dolayısıyla, da/de, böylece, demek ki
841	so	conjunction	demek, için, ve, o kadar, ee?, de/da
842	some	determiner	biraz, bazı, birtakım
843	some	pronoun	bazısı, birazı
844	somebody	pronoun	birisi, biri
845	someone	pronoun	birisi, biri
846	something	pronoun	bir şey, bir parça
847	sometimes	adverb	bazen, bazı zamanlar
848	son	noun	erkek evlat, oğul
849	song	noun	şarkı
850	soon	adverb	birazdan, kısa süre sonra, az sonra, çok geçmeden
851	sorry	adjective	üzgün,üzücü, pişman, maalesef
852	sorry	exclamation	üzgünüm, pardon
853	sound	noun	ses, melodi, tını
854	sound	verb	gibi gelmek, ses vermek, ses çıkarmak, kulağa gelmek
855	soup	noun	çorba
856	south	adjective	güney
857	south	adverb	güneye, güneye doğru
858	south	noun	Güney
859	space	noun	boşluk, uzay
860	speak	verb	konuşmak
861	special	adjective	özel
862	spell	verb	hecelemek, harflerini söylemek
863	spelling	noun	heceleme, yazım, imla
864	spend	verb	harcamak, zaman geçirmek
865	sport	noun	spor
866	spring	noun	ilkbahar
867	stand	verb	ayakta durmak, katlanmak
868	star	noun	yıldız
869	start	verb	başlamak
870	statement	noun	ifade, söz, beyan, açıklama
871	station	noun	terminal, istasyon
872	stay	verb	kalmak, tutmak
873	still	adverb	yine de
874	stop	noun	mola, durak, durdurma
875	stop	verb	durdurmak
876	story	noun	hikaye, öykü
877	street	noun	sokak
878	strong	adjective	güçlü
879	student	noun	öğrenci
880	study	noun	çalışma
881	study	verb	çalışmak, araştırmak, incelemek, ders çalışmak
882	style	noun	tarz, biçim, moda, stil, şıklık
883	subject	noun	özne, ders, konu, branş
884	success	noun	başarı
885	sugar	noun	şeker
886	summer	noun	yaz
887	sun	noun	güneş
888	Sunday	noun	salı
889	supermarket	noun	süpermarket
890	sure	adjective	emin, mutlaka
891	sweater	noun	süveter, kazak
892	swim	verb	yüzmek
893	swimming	noun	yüzme, yüzücülük
894	T-shirt	noun	tişört
895	table	noun	masa
896	take	verb	almak, götürmek
897	talk	verb	konuşmak
898	tall	adjective	uzun
899	taxi	noun	taksi
900	tea	noun	çay
901	teach	verb	öğretmek
902	teacher	noun	öğretmen
903	team	noun	takım
904	teenager	noun	ergen, genç
905	telephone	noun	telefon
906	telephone	verb	telefon etmek, aramak
907	television	noun	televizyon
908	tell	verb	söylemek, anlatmak
909	ten	number	on, 10
910	tennis	noun	tenis
911	terrible	adjective	korkunç, felaket
912	test	noun	test, deneme, sınav, analiz
913	test	verb	test etmek, sınamak
914	text	noun	metin, konu, kısa mesaj
915	than	conjunction
916	than	preposition
917	thank	verb	teşekkür etmek
918	thanks!	exclamation	teşekkürler!
919	thanks	noun	teşekkür
920	that	conjunction
921	that	determiner	bu, o
922	that	pronoun	bu, o
923	the	definite article
924	theatre	noun	tiyatro
925	their	determiner	onların
926	them	pronoun	onları, onlara
927	then	adverb	ayrıca, o halde, öyleyse
928	there	adverb	oraya, orada, orası
929	they	pronoun	onlar
930	thing	noun	şey
931	think	verb	düşünmek
932	third	ordinal number	üçüncü, 3.
933	thirsty	adjective	susamış
934	thirteen	number	on üç, 13
935	thirty	number	otuz, 30
936	this	determiner	bu
937	this	pronoun	bu
938	thousand	number	bin, 1000
939	three	number	üç, 3
940	through	adverb	aracılığıyla, yoluyla
941	through	preposition	başından sonuna kadar, üzerinden
942	Thursday	noun	perşembe
943	ticket	noun	bilet
944	time	noun	zaman
945	tired	adjective	yorgun
946	title	noun	başlık
947	to	infinitive marker
948	to	preposition
949	today	adverb	bu günlerde
950	today	noun	bugün
951	together	adverb	birlikte
952	toilet	noun	tuvalet
953	tomato	noun	domates
954	tomorrow	adverb	gelecekte
955	tomorrow	noun	yarın
956	tonight	adverb	akşam, gece
957	tonight	noun	bu gece
958	too	adverb	çok
959	tooth	noun	diş
960	topic	noun	konu, başlık, mevzu
961	tourist	noun	turist
962	town	noun	kasaba, şehir
963	traffic	noun	trafik
964	train	noun	eğitmek, eğitim vermek
965	travel	noun	yolculuk, gezi, seyahat
966	travel	verb	seyahat etmek, gezmek, yolculuk etmek
967	tree	noun	ağaç
968	trip	noun	gezi, yolculuk, tur
969	trousers	noun	pantolon
970	true	adjective	doğru, gerçek, hakiki, asıl
971	try	verb	denemek
972	Tuesday	noun	salı
973	turn	noun	sıra, dönüş
974	turn	verb	dönmek, çevirmek
975	TV	noun	TV
976	twelve	number	on iki, 12
977	twenty	number	yirmi, 20
978	twice	adverb	iki kez, iki sefer
979	two	number	iki, 2
980	type	noun	tip
981	umbrella	noun	şemsiye
982	uncle	noun	dayı, amca, enişte
983	under	adverb	aşağıda, aşağısında
984	under	preposition	altında
985	understand	verb	anlamak, kavramak
986	university	noun	üniversite
987	until	conjunction	değin, dek, -e/-a kadar
988	until	preposition	ta ki, -e/-a değin, -e/-a dek
989	up	adverb	tamamen, yukarıda, yukarıya doğru, dikkate alarak, ayağa
990	up	preposition	yukarı, tepesinde
991	upstairs	adverb	üst kat
992	us	pronoun	bize, bizi
993	use	verb	kullanmak
994	useful	adjective	kullanışlı
995	usually	adverb	genellikle
996	vacation	noun	tatil, izin, dinlenme, tahliye
997	vegetable	noun	sebze
998	very	adverb	çok
999	video	noun	vidyo
1000	village	noun	köy
1001	visit	noun	ziyaret
1002	visit	verb	ziyaret etmek
1003	visitor	noun	ziyaretçi
1004	wait	verb	beklemek
1005	waiter	noun	garson
1006	wake	verb	uyanmak
1007	walk	noun	yürüyüş
1008	walk	verb	yürümek
1009	wall	noun	duvar
1010	want	verb	istemek
1011	warm	adjective	ılık, sıcacık, samimi, sıcak
1012	wash	verb	yıkamak
1013	watch	noun	kol saati
1014	watch	verb	izlemek
1015	water	noun	su
1016	way	noun	yol
1017	we	pronoun	biz
1018	wear	verb	giymek, giyinmek
1019	weather	noun	hava, hava durumu
1020	website	noun	website
1021	Wednesday	noun	çarşamba
1022	week	noun	hafta
1023	weekend	noun	haftasonu
1024	welcome	adjective	hoş, sevindirici
1025	welcome!	exclamation	hoş geldiniz!
1026	welcome	verb	hoş karşılamak, karşılamak, bağrına basmak
1027	well	adjective	iyi
1028	well	adverb	hayli, epey, oldukça, başarılı
1029	well!	exclamation	pekala, peki, valla!
1030	west	adjective	batı
1031	west	adverb	batıda, batıya
1032	west	noun	Batı
1033	what	determiner	ne
1034	what	pronoun	ne
1035	when	adverb	ne zaman
1036	when	conjunction	iken, sırasında
1037	when	pronoun	ne zaman
1038	where	adverb	nereye, nerede, nere, neresi, nereden, hani
1039	where	conjunction	ki o yere, -dığı/diği yere
1040	which	determiner	nereye, nerede, nere, neresi, nereden, hani
1041	which	pronoun	hangisi, hangisine, hangi
1042	white	adjective	beyaz, ak
1043	white	noun	beyaz, ak
1044	who	pronoun	kim
1045	why	adverb	neden, niçin
1046	wife	noun	eş, karı
1047	will	modal verb
1048	win	verb	kazanmak
1049	window	noun	pencere
1050	wine	noun	şarap
1051	winter	noun	kış
1052	with	preposition	ile
1053	without	preposition	olmaksızın, olmadan, -meden/-madan, -sız/-siz
1054	woman	noun	kadın
1055	wonderful	adjective	harika, mükemmel
1056	word	noun	kelime, sözcük
1057	work	noun	çalışma, iş
1058	work	verb	çalışmak
1059	worker	noun	işçi, çalışan
1060	world	noun	dünya
1061	would	modal verb
1062	write	verb	yazmak
1063	writer	noun	yazar
1064	writing	noun	yazma, yazı
1065	wrong	adjective	yanlış, hatalı
1066	yeah!	exclamation	evet!
1067	year	noun	yıl
1068	yellow	adjective	sarı
1069	yellow	noun	sarı
1070	yes!	exclamation	evet!
1071	yesterday	adverb	dün
1072	yesterday	noun	dün
1073	you	pronoun	sen
1074	young	adjective	genç
1075	your	determiner	senin
1076	yourself	prono	seninki