Kelime
İngilizcede Vücudun Bölümleri (Pats of the Body)
İngilizcede vücudun bölümleri ile alakalı kelimeler İngilizce ve Türkçe karşılıklarıyla beraber derlenmiştir.
İngilizcede Vücudun Bölümleri
Aşağıdaki listede vücudun bölümleri telaffuzlarıyla beraber listelenmiştir:
head | baş, kafa |
body | vücut |
hair | saç |
eye | göz |
mouth | ağız |
chin | çene |
tooth | diş |
face | yüz |
ear | kulak |
cheek | yanak |
tongue | dil |
lip | dudak |
eyebrow | kaş |
hand | el |
finger | parmak |
ankle | ayak bileği |
knee | diz |
back | sırt |
hair | saç |
skin | cilt |
stomach | karın |
throat | boğaz |
thumb | baş parmak |
toe | ayak parmağı |
wrist | bilek |
neck | boyun, boğaz |
nail | tırnak |
leg | bacak |
foot | ayak |
chest | göğüs |
elbow | dirsek |
shoulder | omuz |
forehead | alın |
arm | kol |
hip | kalça |
body | vücut |
İngilizce İç Organları Kelime Listesi
Aşağıdaki listede yukarıdaki listeye benzer şekilde iç organların Türkçe ve İngilizce karşılıkları derlenmiştir:
eye | göz |
brain | beyin |
lungs | akciğerler |
kidney | böbrek |
stomach | mide, karın |
heart | gönül, yürek, kâlp |
liver | karaciğer |
spleen | dalak |
blood | kan |
bone | kemik |
Vücudun Bölümleriyle Alakalı İngilizce Cümleler
Aşağıdaki tabloda vücüdun bölümleriyle alakalı örnek İngilizce cümleler Türkçe karşılıklarıyla beraber derlenmiştir:
Anna’s eyes are green. Anna’nın gözleri yeşil. |
Thomas is a male with blond hair and blue eyes. Thomas sarı saçlı ve mavi gözlü bir erkektir. |
He has a serious problem with his heart. Kalbiyle ilgili ciddi bir sorunu var. |
She is on dialysis because her kidneys are failing. Böbrekleri iflas ettiği için diyalize giriyor. |
The stone John threw hit the man in the head. John’un attığı taş adamın kafasına isabet etti. |
The child suffers from skin diseases. Çocuk cilt hastalıklarından muzdarip. |
My uncle needs liver surgery. Amcamın karaciğer ameliyatına ihtiyacı var. |
My uncle was diagnosed with kidney failure. Amcama böbrek yetmezliği teşhisi kondu. |
His lungs are very healthy as he has never smoked. Hiç sigara içmediği için ciğerleri çok sağlıklı. |
John fell in love with a blonde and blue-eyed woman. John, sarışın ve mavi gözlü bir kadına aşık oldu. |
Benzer kelime listeleri için: İngilizce kelimeler