“Toto – Africa” Çevirisi
Bu yazımızda, Toto grubu tarafından söylenen “Africa” şarkısının Türkçe çevirisi derlenmiştir.
Africa (Afrika)
Şarkı, 1980’lerin başında Toto grubunun üyelerinden “David Paich” ve “Jeff Porcaro” tarafından yazılmış olup döneminin en popüler şarkılarından biri haline gelmiştir.
David Paich, şarkının ilhamı olarak, Afrika’nın insanlarına, kültürüne ve manzarasına olan sevgisi ve hayranlığından aldığını belirtmiştir. Şarkının sözleri, bir adamın Afrika’ya olan aşkını ve bu kıtaya olan bağlılığını anlatsa da, şarkı aynı zamanda Paich’in Afrika’ya hiç gitmemiş olmasından kaynaklanan bir hayal kurma ve romantizasyon duygusunu içermektedir.
“Africa” şarkısının sözleri ve Türkçe çevirisi, İngilizce & Türkçe alt alta olacak şekilde aşağıda inceleyebilirsiniz:
🇺🇸 I hear the drums echoing tonight
🇹🇷 Ben davulların yankılandığını duyarken bu gece
🇺🇸 But she hears only whispers of some quiet conversation
🇹🇷 O ise bazı sessiz sohbetlerin fısıltısını duyuyor sadece
🇺🇸 She’s coming in, 12:30 flight
🇹🇷 Geliyor, 12:30 uçuşuyla
🇺🇸 The moonlit wings reflect the stars that guide me towards salvation
🇹🇷 Mehtabın aydınlattığı kanatlar, beni kurtuluşa götüren yıldızları yansıtıyor
🇺🇸 I stopped an old man along the way
🇹🇷 Yolda yaşlı bir adama rastladım
🇺🇸 Hoping to find some old forgotten words or ancient melodies
🇹🇷 Bazı unutulmuş sözcükler veya eski melodiler bulma umuduyla
🇺🇸 He turned to me as if to say, “Hurry boy, it’s waiting there for you”
🇹🇷 Bana dönüp şöyle dedi: “Acele et evlat, seni orada bekliyor”
🇺🇸 It’s gonna take a lot to drag me away from you
🇹🇷 Beni senden uzaklaştırmak için çok şey gerekecek
🇺🇸 There’s nothing that a hundred men or more could ever do
🇹🇷 Yüz adamın veya daha fazlasının yapabileceği hiçbir şey yok
🇺🇸 I bless the rains down in Africa
🇹🇷 Ben Afrika’daki yağmurları kutsuyorum
🇺🇸 Gonna take some time to do the things we never had
🇹🇷 Hiç yapmadığımız şeyleri yapmak için biraz zamana ihtiyacımız var
🇺🇸 The wild dogs cry out in the night
🇹🇷 Vahşi köpekler geceleri haykırıyor
🇺🇸 As they grow restless, longing for some solitary company
🇹🇷 Yalnızlığın tadını çıkarırken bile birinin yanında olma özlemi içindeler
🇺🇸 I know that I must do what’s right
🇹🇷 Ne yapmam gerektiğini biliyorum
🇺🇸 As sure as Kilimanjaro rises like Olympus above the Serengeti
🇹🇷 Kilimanjaro’nun Serengeti üzerinde Olympus gibi yükseldiği gibi kesin bir şekilde
🇺🇸 I seek to cure what’s deep inside
🇹🇷 İçimdeki derin yarayı tedavi etmek istiyorum
🇺🇸 Frightened of this thing that I’ve become
🇹🇷 Dönüştüğüm bu şeyden korkuyorum
🇺🇸 It’s gonna take a lot to drag me away from you
🇹🇷 Beni senden uzaklaştırmak için çok şey gerekecek
🇺🇸 There’s nothing that a hundred men or more could ever do
🇹🇷 Yüz adamın veya daha fazlasının yapabileceği hiçbir şey yok
🇺🇸 I bless the rains down in Africa
🇹🇷 Ben Afrika’da yağmurları kutsuyorum
🇺🇸 Gonna take some time to do the things we never had
🇹🇷 Hiç yapmadığımız şeyleri yapmak için biraz zamana ihtiyacımız var
🇺🇸 Hurry boy, she’s waiting there for you
🇹🇷 Acele et evlat, o seni orada bekliyor
🇺🇸 It’s gonna take a lot to drag me away from you
🇹🇷 Beni senden uzaklaştırmak için çok şey gerekecek
🇺🇸 There’s nothing that a hundred men or more could ever do
🇹🇷 Yüz adamın veya daha fazlasının yapabileceği hiçbir şey yok
🇺🇸 I bless the rains down in Africa
🇹🇷 Ben Afrika’daki yağmurları kutsuyorum
🇺🇸 I bless the rains down in Africa (I bless the rain)
🇹🇷 Afrika’daki yağmurları kutsuyorum (Yağmuru kutsuyorum)
🇺🇸 I bless the rains down in Africa (I bless the rain)
🇹🇷 Afrika’daki yağmurları kutsuyorum (Yağmuru kutsuyorum)
🇺🇸 I bless the rains down in Africa
🇹🇷 Ben Afrika’daki yağmurları kutsuyorum
🇺🇸 I bless the rains down in Africa (gonna take the time)
🇹🇷 Afrika’daki yağmurları kutsuyorum (zaman alacak)
🇺🇸 Gonna take some time to do the things we never had
🇹🇷 Hiç yapmadığımız şeyleri yapmak için biraz zamana ihtiyacımız var