Liam had a teddy bear named Max. It was his favourite toy. One day, after playing in the park, Liam noticed Max was missing. He said, “Where is my teddy bear?”
Liam’ın Max adında bir oyuncak ayısı vardı. Bu onun en sevdiği oyuncağıydı. Bir gün parkta oynadıktan sonra Liam Max’in kaybolduğunu fark etti. “Oyuncak ayım nerede?” diye sordu.
He started looking everywhere. Under the slides, near the swings, and by the trees. He asked the other children, “Have you seen my teddy bear?” But no one had seen Max.
Her yere bakmaya başladı. Kaydırakların altına, salıncakların yanına ve ağaçların yanına. Diğer çocuklara “Oyuncak ayımı gördünüz mü?” diye sordu. Ama kimse Max’i görmemişti.
Just as Liam was about to cry, a little girl came holding Max. “Is this your teddy bear?” she asked. Liam smiled and said, “Yes, thank you!” He hugged Max tightly, feeling relieved.
Liam tam ağlamak üzereyken, küçük bir kız elinde Max’le geldi. “Bu senin oyuncak ayın mı?” diye sordu. Liam gülümsedi ve “Evet, teşekkür ederim!” dedi. Rahatlamış hissederek Max’e sıkıca sarıldı.
Bu sitenin yaşaması ve sizlere kaliteli içerikler sunmaya devam edebilmesi için küçük ama anlamlı bir ricamız var: Reklam engelleyicinizi lütfen devre dışı bırakabilir misiniz?
Reklamlar, emeklerimizi sürdürebilmek ve içeriklerimizi ücretsiz sunabilmek adına hayati bir öneme sahiptir. Sizlerin desteği, bu platformu ayakta tutan en değerli güç kaynağımız.
Anlayışınız ve katkınız için yürekten teşekkür eder, böyle bir ricada bulunmak zorunda kaldığımız için duyduğumuz üzüntüyü içtenlikle ifade etmek isteriz.