| accession | WTA veya AB gibi uluslararası bir anlaşmaya katılma süreci |
| accession country | AB üyesi olmayı bekleyen bir ülke |
| agent | başkası adına hareket eden kimse |
| agglomeration | tek bir yerde veya yakınında toplanan ekonomik faaliyet olgusu |
| agricultural good | tarım malı |
| apparel | giysi sektörü |
| asset | varlık, mal |
| automation | otomasyon |
| barter system | takas sistemi |
| bid price | teklif fiyatı |
| bill of exchange | kambiyo senedi, poliçe, tahvil |
| bond | tahvil, senet |
| boom | ekonomik refah durumu |
| budget | bütçe |
| budget deficit | bütçe açığı |
| capital | sermaye |
| cartel | Çoğu zaman fiyatları rekabetçi koşullarda oluşacaktan daha yüksek tutmak için üretimi kısıtlamayı kabul ederek üyeleri arasındaki rekabeti sınırlamaya veya ortadan kaldırmaya çalışan üreticilerden oluşan bir örgüt |
| census | nüfus sayımı |
| commodity | emtia, hammadde |
| compensation | tazminat |
| cost | maliyet |
| cost-benefit analysis | maliyet-fayda analizi |
| cost of living index | yaşam maliyeti endeksi: yıllık enflasyon oranını ölçme sistemi. |
| currency | para birimi |
| customs duty | gümrük vergisi |
| debt | borç |
| the debt burden | borç yükü |
| demand | talep |
| discount | indirim |
| disparity | eşitsizlik |
| division of labor | iş bölümü |
| domestic | yerli (malı) |
| durable good | dayanıklı mal |
| economic infrastructure | ekonomik altyapı |
| externalities | dışşsallık: Mal veya hizmetlerin fiyatında hesaba katılmayan bir maliyet veya fayda |
| fiscal policy | maliye politikası |
| free trade | serbest ticaret |
| free-trade area | serbest ticaret alanı |
| fringe benefit | yan ödeme |
| game theory | oyun teorisi |
| home bias | yurt içi önyargı, tüketicilerin veya diğer talep sahiplerinin kendi ülkelerinde üretilen ürünleri, özdeş ithalatlara kıyasla tercih etmeleri. |
| income inequality | gelir eşitsizliği |
| installment | taksit |
| industry | sanayi |
| key industries | kilit endüstriler: OPEC ülkelerindeki petrol veya Japonya’daki elektronik ürünler gibi bir ülkenin ekonomik refahı için gerekli olan endüstriler. |
| labor | emek |
| land reform | toprak reformu: Tarımsal gelirlerin dağılımını iyileştirmek ve böylece kırsal kalkınmayı teşvik etmek amacıyla mevcut tarım sistemlerini yeniden düzenlemek ve dönüştürmek için kasıtlı bir girişim. |
| middle product | orta ürün: bazı işlemlerden geçmiş ve nihai tüketicilere gitmeden önce daha fazla işlem gerektiren mal; ara mal, |
| mixed economic systems | karma ekonomik sistemler: hem kapitalist hem de sosyalist ekonomilerin bir karışımı olan ekonomik sistemler. Çoğu gelişmekte olan ülke karma sistemlere sahiptir. |
| monetary policy | para politikası: enflasyonu kontrol etmek ve para birimini istikrara kavuşturmak için bir merkez bankası tarafından para arzı ve faiz oranlarının düzenlenmesi. |
| mohopoly | bir ürünün tek bir satıcı tarafından üretilip satıldığı bir piyasa durumu |
| national debt | ulusal borç: federal hükümet tarafından borçlu olunan borcu oluşturan hazine bonoları, senetler, tahviller ve diğer borç yükümlülükleri. Her yıl bütçe açığı kamu borcunun birikimini temsil eder. |
| oppurtunity cost | fırsat maliyeti: kaçırılan fırsat açısından bir şeyin maliyeti. Bir ülkeye ihracat veya bir ithalatı ikame etme gibi bir birim daha fazla mal üretmenin fırsat maliyeti, bunun yerine üretilebilecek başka bir malın miktarıdır. |
| quota | kota: bir ülkeye ithal edilebilecek herhangi bir öğenin miktarı üzerinde fiziksel bir sınırlama |
| retail | perakende: genellikle küçük miktarlarda, halka mal satma faaliyeti. |
| stabilization policies[ | istikrar politikaları: enflasyonu düşürmeyi, bütçe açıklarını kesmeyi ve ödemeler dengesini iyileştirmeyi amaçlayan, çoğunlukla kısıtlayıcı olan, eşgüdümlü bir dizi maliye ve para politikası |
| stock market | borsa: şirketlerin mülkiyetinin bir kısmının alınıp satıldığı yer veya işi bu alım veya satımı yapmak olan kişilerin organizasyonu. |
| subsidy | sübvansiyon: Bir endüstrideki üreticilere veya dağıtıcılara, o endüstrinin düşüşünü veya ürünlerinin fiyatlarındaki artışı önlemek veya sadece daha fazla işçi çalıştırmayı teşvik etmek için hükümet tarafından yapılan ödeme. |
| takeover | devralma: Bir firmanın diğerini satın alması. |
| tariff | tarife: ticaret vergisi |
| tax | vergi |
| tax evasion | vergi kaçakçılığı |
| terms of trade | ticaret hadleri: bir ülkenin ortalama ihracat fiyatının ortalama ithalat fiyatına oranı; emtia ticaret hadleri olarak da bilinir. |
| treasury | hazine |
| VAT (value added tax) | KDV |
| wholesale | toptan satış |
| zero sum game | sıfır toplamlı oyun: oyunculara yapılan getirilerin toplamının sıfır olduğu, böylece birinin kazancının diğerlerinin kaybına eşit olduğu bir oyun |