Time Efficiency | TOEFL 400 Kelime

400 Must Have Words for the TOEFL kitabından faydalanılarak oluşturduğumuz beşinci kelime listesi bölümünde “Time Efficiency” için 10 kelime listelenmiştir:
1 | adjust |
2 | arbitrary |
3 | denominator |
4 | exponentially |
5 | infinitesimal |
6 | maximize |
7 | parallel |
8 | proportion |
9 | rate |
10 | sequence |
- 1- adjust (alter or move (something) slightly in order to achieve the desired fit, appearance, or result)
adjust (v): ayarlamak, düzeltmek, belirlemek, alışmak
Tom must be allowed to grieve and adjust in his own way.
adjustment (n): ayar, ayarlama, düzeltme, alışma
adjustable (n): ayarlanabilir, ayarlı
- 2- arbitrary (based on random choice or personal whim, rather than any reason or system)
arbitrary (adj): keyfi, isteğe bağlı
Arbitrary rule by King and bishops has been made impossible.
arbitrate (v): hakemlik etmek, hakem olarak karar vermek
arbitrator (n): hakem, yargıcı
arbitrarily (adv): keyfi olarak, isteğe bağlı olarak, hakem kararıyla
- 3- denominator (the number below the line in a common fraction; a divisor)
denominator (n): payda, bölen
In the fraction ¾, 4 is the denominator.
denominate (v): adlandırmak, isim koymak
denomination (n): mezhep, ad, isim, nominal değer
denominational (adj): mezhebe bağlı, isme ait, tarikata bağlı
- 4- exponentially ((with reference to an increase) more and more rapidly)
exponentially (adv): katlanarak
I hope our business grows exponentially.
exponent (n): üst
exponential (adj): üsse ait sayı, üstel
- 5- infinitesimal (extremely small, immeasurably small)
infinitesimal (adj): sonsuz küçük, son derece küçük
The amounts of radioactivity present were infinitesimal.
infinitesimally (adv): sonsuz derecede küçük
- 6- maximize (make as large or great as possible)
maximize (v): maksimuma çıkarmak, maksimize etmek
Our company was not aiming to maximize profits.
maximum (n): maksimum
maximum (adj): maksimum, en fazla, azami
- 7- parallel (if two or more lines, streets, etc. are parallel, the distance between them is the same all along their length)
parallel (adj): paralel, koşut, benzer
This Road is parallel to Mill Road.
parallel (adv): paralel bir şekilde
parallel (n): paralel, benzer, benzerlik
- 8- sequence (arrange in a particular order)
sequence (v): belirli bir sıraya göre düzenlemek
The soldiers discussed how to sequence the steps in the plan.
sequentially (adv): sırayla
sequence (n): dizi, sıra, sekans, silsile
- 9- proportion (a part, share, or number considered in comparative relation to a whole)
proportion (n): oran, orantı, pay
The proportion of greenhouse gases in the atmosphere is rising.
proportionate (adj): orantılı
proportionally (adv): orantılı olarak
- 10- rate (a measure, quantity, or frequency, typically one measured against some other quantity or measure)
rate (n): oran, sınıf, ücret
The crime rate in Turkey rose by 26 percent.
rate (v): oranlamak, fiyat belirlemek, saymak, sayılmak
rating (n): derece, rating, değerlendirme
Fark edeceğiniz üzere rate ve proportion kelimelerinin anlamları benzerlik göstermekte. Rate, iki farklı kategorinin miktarlarını karşılaştırmak için kullanılırken proportion ise bir kategorinin toplam içindeki miktarını bulmak için kullanılır.