In a tight spot
In a tight spot
Idiom · C2“In a tight spot/corner” ifadesi, genellikle zor veya sıkıntılı bir durumda olmayı anlatır.
1. Darda
2. Zorda
3. Çıkmazda
4. Açmazda
5. Köşeye sıkışmış
Be in a tight spot/corner
1. Darda olmak
2. Zorda olmak
3. Çıkmazda olmak
4. Açmazda olmak
5. Köşeye sıkışmış olmak
6. Zor durumda olmak
Put in a tight spot/corner
1. Zor durumda bırakmak
2. Zor bir duruma sokmak
Leave someone in a tight spot/corner
1. Zor durumda bırakmak
2. Zorda bırakmak
3. Açmazda bırakmak
Get into a tight spot/corner
1. Zor duruma düşmek
2. Dara düşmek
3. Sıkıntıya düşmek
🇺🇸 I’m in a tight spot financially. I don’t know how I’ll pay my rent this month.
🇹🇷 Mali açıdan zor durumdayım. Bu ay kirayı nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum.
🇺🇸 The company is in a tight spot. They’re not making enough money to cover their expenses.
🇹🇷 Şirket zor durumda. Giderlerini karşılayacak kadar para kazanamıyorlar.
🇺🇸 I feel like I’m in a tight spot and unsure how to get out of it.
🇹🇷 Köşeye sıkışmış gibi hissediyorum ve bundan nasıl çıkacağımdan emin değilim.
🇹🇷 Mali açıdan zor durumdayım. Bu ay kirayı nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum.
🇺🇸 The company is in a tight spot. They’re not making enough money to cover their expenses.
🇹🇷 Şirket zor durumda. Giderlerini karşılayacak kadar para kazanamıyorlar.
🇺🇸 I feel like I’m in a tight spot and unsure how to get out of it.
🇹🇷 Köşeye sıkışmış gibi hissediyorum ve bundan nasıl çıkacağımdan emin değilim.